Arastoo, kimseden bu sırrı saklamak istemiyorum. | Open Subtitles | أوه .. أرسطو .. أنا لا أريد إبقاء هذا سرا على الإطلاق |
Arastoo oraya kadar gitmesine izin vermedi. - Bu yüzden gittik. | Open Subtitles | أعتقد أنّ (أرسطو) لم يتركنا نصل إلى ذلك الحدّ، ولهذا غادرنا. |
Ve cinayeti çözdükten sonra Arastoo'yu almak şartıyla FBI'ı da. | Open Subtitles | والمباحث الفيدرالية مقابل (أرسطو) بعد أن نحل جريمة القتل خاصتك. |
Şehirler biziz. Aristo eski dünyada demişti ki, "İnsan, politik bir havandır". | TED | المدن هي نحن. قال أرسطو في العصر القديم: الإنسان هو حيوان سياسي. |
Aristotle, "Cesaret ve onur en yüce iki erdemdir" demiş. | Open Subtitles | قال "أرسطو" أن أعظم صفات العقل بعد الشرف هو الشجاعة |
Hodgins ve Arastoo, kurbanın düştüğü yüksekliği hesaplamışlar. | Open Subtitles | لقد قدر (أرسطو) و (هودجينز) الإرتفاع الذي سقط منهُ الضحية |
Arastoo kızın yara bere içinde olduğunu ve kırıkları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسناً, (أرسطو) يقول إنها كانت لتعاني من سحجات قوية و عظام متكسرة |
"İnsan Kalıntılarının Kemik Ölçümüne Dayalı Analizinde Yeni Yöntemler" Yazar: Arastoo Vaziri. | Open Subtitles | "منهجيات جديدة لتحليل قياس العظام في البقايا البشريّة بواسطة (أرسطو فازيري)." |
Küçük pencereler, Arastoo'nun topladığı hayvanların diş yapısını gösteriyor. | Open Subtitles | والنوافذ الصغيرة تُظهر عدد أسنان الرمّاد التي جمعها (أرسطو). |
Senin burada olman gerektiği kadar Arastoo'nun da kemiklerle yalnız kalması gerek. | Open Subtitles | (أرسطو) يحتاج لبعض الوقت لوحده مع تلك العظام بقدر ما تحتاجين أنتِ لتكوني هنا. |
Hodgins bana Arastoo'nun şair olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هودجنز أخبرني أن أرسطو شاعر |
Arastoo'ya söz verdim, ve hem ne var? | Open Subtitles | أرسطو .. كما .. كما أتعلمين ؟ |
Arastoo'nun ailesinin ziyarete geldiğini duydum. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} سمعتُ أنّ والديّ (أرسطو) سيأتيان للزيارة. |
Arastoo, Armin ve bana senden çok söz etti. | Open Subtitles | أخبرنا (أرسطو) أنا و(أرمين) بالكثير عنكِ. |
Arastoo çok iyi bir aşçı. Ghalieh Mahi'sini çok seviyorum. | Open Subtitles | في الواقع (أرسطو) طباخ ماهر، طبق (غاليا ماهي) الخاص به هو المفضل لديّ. |
Çünkü, çoğunluğun kararına . etki eden Aristo önermesine karşı çıkıyordu. | TED | إنه مثير لأنه رفض فرضية أرسطو التي تكمن خلف رأي الأغلبية. |
Ve özellikle, her şeyden çok ihtiyacımız olan erdem, Aristo'nun sağduyu olarak tanımladığı. | TED | وفي الحقيقة الاستقامة هي محور ما نحتاجه نحتاج الاستقامة التي وصفها أرسطو بالحكمة العملية |
Birlikte Aristo'nun ana erdem olduğunu düşündüğü sağduyuyu kapsar. | TED | فمعاً يشكلان الحكمة العملية والتي كان أرسطو خبيراً بها .. وعلامة باستقامته |
Göğüs kafesinde korunan bir hazne... şayet Aristotle inanıyorsan. | Open Subtitles | غرفة , محفوظة بعناية داخل الصدر اذا كنتِ تتفقين مع أرسطو |
Tabi ki Aristotle hiçbir zaman bir çocuğa bu soruyu sormadı, çünkü o deney yapma derdine girmedi, aynı şekilde St. Thomas Aquinas. | TED | إذا من الواضح أن أرسطو لم يسأل طفلاً أبداً عن هذه النقطة بالتحديد، لأنه بالطبع لم يتكبد عناء القيام بالتجربة، ولم يقم بها القس، توماس أكويناس كذلك. |
Aristoo ile hâla devam eden seks hayatınızın ilk yılınızda olduğunu göz önüne aldığınızda ve çok derinde olan dopamin kontrolünde... | Open Subtitles | بما أنّك مازلتِ في... العام الأول من علاقتكِ الحميمة مع (أرسطو) وتحت تأثير شديد للـ(دوبامين)... |
Büyük Aristokrat sürtünmenin hareketlerin... oluşturduğu sesten meydana geldiğini öne sürdü... | Open Subtitles | العظيم (أرسطو) أكد أن الاحتكاك الذي ينتج عن هذه الحركة ينتج صوتاً |
Öncelikle eğitimli insanlar Aristo'dan beri dünyanın yuvarlak olduğunu biliyor. | TED | أولا، المثقفون كانوا يعلمون بكروية الأرض منذ عهد أرسطو. |
Platon, ilk Batı üniversitesini yarattı ve Aristoteles de dâhil, Antik Yunan'ın zeki insanlarına öğretmenlik yaptı. | TED | أنشأ أول جامعة غربيّة وكان معلمًا لأعظم العقول اليونانية، بمن فيهم أرسطو. |