ويكيبيديا

    "أرسلني إلى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gönderdi
        
    • gönderen
        
    • gönder
        
    • gönderenlere
        
    Kötü haberi duyar duymaz, Kral hemen beni gönderdi. Üzülmenin artık faydası yok. Open Subtitles ما إن سمع الملك الخبر حتى أرسلني إلى هنا ولكن بدون جدوى للأسف
    - Aslında isterdim ama patronum beni Hindistan'a gönderdi, unuttun mu? Open Subtitles أتمنى لو كنت , لكن رئيسي أرسلني إلى الهند أتذكر ؟
    Bayan Evola, kendisi için çalıştığım madam, bir gün beni, bağırsaklarımı çalıştıracak türden... bir yemekle tıka basa doyurup bir müşteriye gönderdi. Open Subtitles السنيورة إيفولا، ومدام عملت ل، أرسلني إلى عميل مرة واحدة بعد تغذية لي كبيرة، ملين مملوءة وجبة.
    O evrenin mucizesi insanoğlu, beni uzaya gönderen o muhteşem çelişki, hala kardeşleriyle savaşıp, komşusunun çocuklarını aç bırakıyor mu? Open Subtitles ، هل ذلك الرجل ، أعجوبة الكون ، ذلك التناقض المجيد الذي أرسلني إلى النجوم ، مازال يشن حربا على أخيه
    En azından bakmam için beni gönder oraya. Open Subtitles لكن على الأقل أرسلني إلى هناك لأتحقق من الأمر
    Beni hapse gönderenlere içki ısmarlamak istiyorum. Open Subtitles أريد شراء شراب لأولئك الذين أرسلني إلى السجن.
    Bakın, patronum beni Brooklyn'e, sonra Queens'e gönderdi. Open Subtitles أمل أن تتفهمي ،أن رئيسي أرسلني إلى بروكلين ثم كوينز
    Annem öldükten sonra beni neden okula gönderdi? Open Subtitles لماذا أرسلني إلى المدرسة بعد موت أمنا برأيك ؟
    Ertesi hafta beni yatılı okula gönderdi. Open Subtitles في الأسبوع التالي أرسلني إلى مدرسة داخلية
    Aslında beni Don Carlomina gönderdi. Open Subtitles في الواقع، الدون كارلو مينا هو من أرسلني إلى هنا
    Kader, âşık olduğum kadını kurtarmam için beni geri gönderdi. Open Subtitles القدر أرسلني إلى هنا لإنقاذ حياة الامرأة التي أحبها
    Bu yüzden Canterbury Baş Piskoposu beni buraya gönderdi. Open Subtitles لهذا رئيس أساقفة كانتربري أرسلني إلى هنا
    Bak, um, bunun kulağa farklı geldiğini biliyorum ama bence buraya beni senle konuşmam için gönderdi. Open Subtitles أعرف أن هذا سيبدو غريباً للغاية ولكن أعتقد أنه لربما أرسلني إلى هنا لأتكلم معك.
    Babam daha sekiz yaşındayken beni yatılı okula gönderdi. Open Subtitles أبي أرسلني إلى المدرسة الداخليةِ منذ أن كُنت فقط بعمر الثمانية سنوات
    Tanrı bana, beni günaha sokan gerçekten kaybolmuş birini gönderdi. Open Subtitles الرب أرسلني إلى شخصٍ ضالٍ جداً, شخص حوّل حياتي إلى خطيئة
    Anlıyorum bayım ama Tanrı beni buraya bir neden için gönderdi ve ben de bunu yerine getirmeyi planlıyorum. Open Subtitles أفهم ذلك، يا سيدي، لكن الله أرسلني إلى هنا لسبب، وأنوي أن أحقق المراد من ذلك.
    onunlar hiç konuşmadık. Seni Juvie'e gönderen mahkemeydi. Open Subtitles نحن في الواقع, لم نتحدث سوية منذ أن أرسلني إلى الإصلاحية عندما كان عمري 16 عاماً
    Ve "biz" derken Bay Moss demek istedim, gözaltına almaktansa, beni konuşma ve drama kulübüne gönderen kişi ya da üniversite masraflarımın yarısının ödemesini yapan kız kardeşim ya da annem, bana her şeyi veren kişi. TED وبضمير الجمع هنا أقصد السيد موس، الذي أرسلني إلى نادي الخطابة والدراما بدلًا من الحجز، أو أختي التي دفعت جزءًا من نفقات دراستي الجامعية، أو أمي، التي منحتني كل شيء ببساطة.
    Tek eğlencem beni buraya gönderen çocukla ilgili korkunç intikam planları yapmaktı. Open Subtitles سروري الوحيد كان في التخطيط لانتقام مروّع، ضد الصبي الذي أرسلني إلى هناك. "الموت لـ(بارت)"
    - Aman Tanrım! Beni aya gönder, seni hayvan. Aya gönder! Open Subtitles أرسلني إلى القمر أيها الوحش أرسلني إلى القمر
    Avustralya'ya yada Dubai'ye gideceğim oradan gönder. Open Subtitles سأسافر إلى "أستراليا" أو "دبي"، أرسلني إلى هناك
    Beni hapse gönderenlere içiyorum. Open Subtitles شراب لأولئك الذين أرسلني إلى السجن.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد