Burada dünyanın en iyi mucitleri ve düşünürleriyle birlikte olmaktan onur duyuyorum. | TED | شرفت بأن أكون هنا مع نخبة من أرقى مفكري العالم ومبتكريه. |
Bu yüzden oğlum, sen, dünyadaki erkeklerin en iyi az maaş alan organizasyonunun üyesisin. | Open Subtitles | لذلك، يا ولدي، أصبحت عضوا في أرقى منظمة يتقاضون أجورا من الرجال في العالم |
Kuşlar konusunda var olan en iyi slayt koleksiyonlarından birine sahip. | Open Subtitles | إنها واحدة من أرقى مجموعات الشرائح على الطيور في الوجود |
Planı, kendine bir kadeh beyaz şarap doldurup en güzel geceliğini giyerek geride kabartmalı kağıda yazılmış bir not bırakmaktı. | Open Subtitles | خطتها كانت ان تسكب كأسا من نبيذها المفضل و ترتدي أجمل فساتين نومها و تترك خلفها رسالة على أرقى قرطاسية |
At binme dersleri, kaliteli makyaj, lezzetli set yemekleri. | Open Subtitles | دروس امتطاء الخيول ، أرقى . مستحضرات التجميل ، طعام الاستديو اللذيذ |
Hayır, bilakis, sizin bir gece elbisesi içerisinde en seçkin bir yerde ışıldayışınızı görmek isterim. | Open Subtitles | لا, بالعكس سوء أدفع الكثير لأراك في فستان فاخر متلألة في أرقى صحبة |
Bu ülkedeki en iyi uzun mesafeli motorsiklet sürücüsüdür. | Open Subtitles | هو أرقى متسابق الدراجات النارية للمسافات طويلة في هذه الأمة. |
Çoğunluğa göre zamanının en iyi hiciv yazarıdır. | Open Subtitles | إنه يُعتبر على نطاق واسع أرقى كاتب ساخر في زمنِه. |
Kızım atalarının 400 yıllık geleneğini izleyen Meksika'nın en iyi ailesine sahip ve siz bana geçmişi olmayan bir adamla mı evlendiğini söylüyorsunuz? | Open Subtitles | ابنتي يمكن تتبع أجدادها الوراء 400 سنة لبعض من أرقى العوائل في المكسيك، |
Garson, söyle şefine bize en iyi havyarınızdan hazırlasın. | Open Subtitles | النادل ، رئيس الطهاة جهز دلو من أرقى الكافيار |
Burası ülkenin en iyi göğüs kalp damar merkezlerinden biri. | Open Subtitles | هذا أحد أرقى مراكز القلبية والصدرية في البلاد. |
Ve iki bardak en iyi şarabınızdan alacağız. | Open Subtitles | وسوف نــأخذ كأسين من أرقى أنواع الشامبانيا لديكم، من فضلك. |
Kollarımda sen, büyüleyici giysiler içinde, en güzel mücevherlerle. | Open Subtitles | وأنتِ مُمسكة بذراعي ومُرتدية ملابس رائعة وواضعة أرقى أنواع الحُلي |
Bu çantaya paramız yetmemesi şehrin en güzel lokantasında çantanla baş başa bir gece geçirmene engel değil. | Open Subtitles | لأننا لا نحتمل كلفتها لا يمنعنا ذلك من قضاء ليلة في أرقى مطعم بالمدينة |
Yani koltuğu ve daha hafif ışığı olan, kaliteli bir yer gibi mi? | Open Subtitles | تعنين، أرقى درجة، شيء بأريكة وإضاءة مريحة؟ |
Roma'daki en seçkin ev. | Open Subtitles | إنه أرقى منزل في روما |
Benden daha klas davrandığın için ve yüzüme vurmadığın için teşekkürler. | Open Subtitles | على كل حال، شكراً لكونكِ أرقى مني ولم تصرخي في وجهي. |
Sosyal yardım için fazla iyi olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظنين بأنك أرقى من أن تذهبي للرعايا الاجتماعية ؟ |
Daha güçlü ve eskiden çok Daha üstün ahlaklı bir ülke olacaktır. Ama yardımınıza ihtiyacımız var. | Open Subtitles | "وستغدو أرقى مما كانت، لكننا نحتاج مساعدتكم" |
Aklının bir bölümü bir insanın daha yüksek bir düzeye yükselebileceğine inanmıyor mu? | Open Subtitles | ألا يوجد جزء ما داخلك مقتنع بأننا يمكننا الوصول لمستوى أرقى من الوجود ؟ |
Bu ülkenin en prestijli askeri akademisinde eğitim alma onuruna sahip oldum. | Open Subtitles | كان لدي الشرف للخدمة في أحد أرقى الأكاديميات العسكرية في هذا البلد |