Birisi bana gülümsediğinde Tek gördüğüm bir şempanzenin hayatı için yalvarışıdır. | Open Subtitles | عندما يبتسم لي أحد لا أرى سوى قرد يتوسل طلباً لحياته |
Tek gördüğüm, küçüklerin büyüdüğü büyüklerin yaşlandığı. | Open Subtitles | لا أرى سوى أطفال يكبرون وأرى أناس كبار يزدادون كبراً |
Biraz daha açar mısın? Tek gördüğüm keşleri takip eden adamlar zaten. | Open Subtitles | هلا تشرح أكثر، لا أرى سوى رجالاً يتبعون مدمنين |
Sana baktığımda Tek görebildiğim kibrimin kurbanı olan başka bir potansiyeldi. | Open Subtitles | لا أرى سوى ضحية أخرى لغطرستي، وأجل، لقد صنعت هذا الجنون، |
Tek görebildiğim, tavuk şeklindeki dev kırmızı güneş. | Open Subtitles | لا أرى سوى تلك الشمس الحمراء العملاقة على هيئة دجاجة. |
Benim Gördüğüm tek şey ise kendi hayatlarından kaçmaya çalışan birkaç zayıf adam. | Open Subtitles | لكنّي لا أرى سوى زمرة رجال وهنين يولّون حيواتهم الأدبار محاولين الفرار. |
Umarım iyi görünürüm, çünkü aynaya baktığımda Tek gördüğüm şey beyaz bir bulantı. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون صورتي جيدة, لأنني عندما أنظر للمرآة, لا أرى سوى عتامة بيضاء. |
Tek gördüğüm ucuz ayakkabı ve sınırlı sosyal kabiliyeti olan hoş bir kız. | Open Subtitles | لا أرى سوى فتاة حسناء بحذاء رخيص وآداب اجتماعية محدودة. |
Gerek yok, fiyat biraz fazla elbette ama etrafıma baktığımda Tek gördüğüm yapacağım kıyım. | Open Subtitles | لسنا بحاجة للتفاوض، متأكد أن سعرك باهظ للغاية ولكني بتفقدي الأرجاء لا أرى سوى تحضري لإرتكاب جريمة قتل |
Tek gördüğüm, senin benim kadar bu işin içinde bulunmamış bir fahişenin bize sürekli emir vermesi. | Open Subtitles | لا أرى سوى سحاقية لم تمضِ نصف الوقت الذي أمضيناه في "دائرة التحقيقات الجنائية" وهي تُملي علينا ما يجب أن تفعله |
Tek gördüğüm elmaslar, toprak ve cüceler. | Open Subtitles | لا أرى سوى الألماس و التراب و الأقزام. |
Çünkü sana baktığımda Tek gördüğüm şey sorular. | Open Subtitles | لأني كل ما أنظر اليك لا أرى سوى الأسئلة |
Çok da büyütüyorlar. Tek gördüğüm Ağaçkakan Woody. | Open Subtitles | يا للعظمة، لا أرى سوى "نقار الخشب". |
Tek gördüğüm bir barikat! | Open Subtitles | لا أرى سوى الحواجز |
Tek gördüğüm köpek. | Open Subtitles | لا أرى سوى الكلب |
Tek gördüğüm, bir mahalle. | Open Subtitles | لا أرى سوى أحياء سكنية |
Bu yeni bulunmuş Isis'in Mezarı'dan bahsettin ama Tek gördüğüm bir kaç kaya ve çadır. | Open Subtitles | وبالنسبة لمقبرة (إيزيس) الجديدة هذه، لا أرى سوى بعض الصخور والخيام |
Tek görebildiğim sayılar. Ama seni gördüm. Ne istiyorsun? | Open Subtitles | . لا أرى سوى الأرقام، لكنني رأيتك - ماذا تريدين ؟ |
Gördüğüm tek şey iki adet işe yaramaz sersem. | Open Subtitles | لا أرى سوى غشاشان خشنان وضيعان |