Büyükannem hasta, ve onu İsveç'e gitmeden önce ziyaret etmeliyim. | Open Subtitles | جدتي مريضة ويجب ان أزورها قبل أن أذهب الى السويد |
Onu hiç ziyaret etmemiştim ve doğru yerde olup olmadığımı bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أزورها أبداً و لم أعرف إن كان هذا المكان الصحيح |
Geçen gün, neleri çöpe attıklarını incelemek için düzenli olarak ziyaret ettiğim bir markete gittim düzenli olarak ziyaret ettiğim bir markete gittim | TED | البارحة، ذهبت إلى أحد المراكز التجارية المحلية التي أزورها غالباً لأفتش، إن شئتم، عن الأشياء التي يتخلصون منها. |
Zaman zaman onu ziyaret ediyorum ama beni tanımıyor. | Open Subtitles | أزورها بين الحين والآخر، ولكنها لا تستطيع أن تميزني. |
Eğer iyi ise, onu ziyaret edeceğim ve birkaç hediye daha vereceğim. | Open Subtitles | إذا هي بخير، أنا أودّ أن أزورها و أعطيها الهدايا |
Pazar günü onu ziyaret etmek için kullanmayı planlıyordum. | Open Subtitles | كنت أنوي أن أستعملها لكي أزورها يوم الأحد |
Üniversitenin ilk yılında onu ne zaman ziyaret etsem, ya da ettiğim demeliyim. | Open Subtitles | في السنة الأولى في الجامعة كلما زرتها، أو كنت أزورها |
ziyaret etmemi çok isteyen bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديقة بالجامعة والتي تتوسّل إليّ حتى أزورها |
Çok uzak bir yer değil. Hem hep onu ziyaret etmemi istiyor. | Open Subtitles | و هي ليست ببعيدة, و هي دائما تقول أنه يجدر بي أن أذهب و أزورها |
D.C.'e gelip istediğim zaman onu ziyaret edebileceğim, tamam mı? | Open Subtitles | يمكنني أن آتي إلى العاصمة و أزورها متى أردت ، حسناً ؟ |
Onu o kadar ziyaret etmesem bile burada yaşamayı sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | على الرغم من أني لا أزورها كثيراً ولكني أحب أن أعرف أنها هنا |
Ama karımı burada, hapishanede ziyaret etmeye devam edeceğim ta ki cezasını çekene kadar. | Open Subtitles | سأظل أزورها بالسجن حتى تنهي فترة عقوبتها |
Birkaç haftada bir onu ziyaret ettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تدرين أني أزورها كل اسبوعين. أتحدث إليها طوال الوقت. |
Onu ziyaret ediyorum ama ne yapacağımı hiç bilmiyorum, NasıI yardım edeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أزورها دائماً ولكنّني لا أعرف ما يجب عليّ فعله وكيف أقوم بمساعدتها .. |
Şu anki koruyucu ailesinde onu ziyaret etmek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أود ان أزورها فى المنزل الذى تتربى فيه الان |
Fakat her fırsatta gidip, onu ziyaret ediyordum. | Open Subtitles | لكني كنت أزورها كلما سنحت فرصة |
Fakat her fırsatta gidip, onu ziyaret ediyordum. | Open Subtitles | لكنى كنت أزورها كلما سنحت فرصة |
Onu hemen her hafta sonu ziyaret ettim. | Open Subtitles | غالباً ما أزورها في نهاية كل أسبوع. |
Irak'tan döndüğümde onu ziyaret ederim. Belki de ben fazla etkilendim. | Open Subtitles | أجل ، سوف أزورها عندما من العراق |
Ne zaman kiliseden gelsem, uğrayıp onu ziyaret ederim. | Open Subtitles | كلما جئت من الكنيسة أتوقف و أزورها |