Hayır, hayır, hayır. Dinle beni. Eğer sorularınızı yanıtlamadıysam, kötü müşteri hizmetleriyiz demektir. | Open Subtitles | إستمع إذا لم أجب علي كل أسئلتك عندها سنكون نعطي خدمة سيئة للعملاء. |
Profesör, bugün bizlerle kendi sorularınızı paylaşmak için sarf ettiğiniz olağanüstü çaba için teşekkürler. | TED | بروفيسور، نحن حقا نشكرك على هذا الجهد غير العادي وعلى مشاركتنا أسئلتك المهمة اليوم. |
Bu bütün sorularını cevaplamaya yeter mi, meraklı küçük adam? | Open Subtitles | هل هذه الإجابة ستجيب على كل أسئلتك أيها الرجل الفضولي ؟ |
Eğer kesin cevaplar istiyorsan, Soruların daha az şifreli olsun. | Open Subtitles | , إذا كنت تبحث عن إجابات محدده كن أقل إيجازاً فى أسئلتك |
Sen hikayeni anlat. sorularına cevap vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | قم براوية قصتك ، لست مضطراً للإجابة على أسئلتك |
sorularınıza cevap vereceğim, ancak sizin de benimkilere cevap vermeniz gerek. | Open Subtitles | بأني سأجاوب أسئلتك و لكن فقط في حالة ما جاوبت أسئلتي |
"Hekim sorularınızı cevaplamakta yeterliydi." | Open Subtitles | يكون الطبيب المقيم متوفراً دائماً للإجابة على أسئلتك. |
Diplomatik çantayı taşıyan adam hakkındaki sorularınızı cevaplamaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | سأكون سعيدة بإجابة أسئلتك عن الرجل حامل الحقيبة الديبلوماسية. |
sorularınızı almadan önce kısa bir duyuru yapmak istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن آخذ أسئلتك أود أن أعطي تصريح بسرعة |
Bu oturumu sona erdirmeden önce bana sorularını sormanı istiyorum. | Open Subtitles | قبل ان نختتم الجلسه أريدك ان تسألني أسئلتك |
O zaman senin aptal sorularını cevaplamak zorunda kalmam. | Open Subtitles | إذاً لن أضطر أن أجيب المزيد من أسئلتك البلهاء |
Sana prim yollayayım, sorularını yüzde yüz cevaplasın. | Open Subtitles | سأرسل لك عيّنة تجيب عن أسئلتك بنسبة 100 بالمائة. |
Tüm Soruların çok yakında cevaplanacak. | Open Subtitles | جميع أسئلتك سوف يتم الإجابة عليها قريباً |
Dadılık yapmamla ilgili şu Soruların siyasi kampanya içindi. | Open Subtitles | و أسئلتك حول كوني مربية تلك الاسئلة هي لهذه الحملة |
Bana saldıracaksın çünkü sorularına asla cevap alamayacağını anlayacaksın. | Open Subtitles | ستهاجمني لأنك تعرف أنك لن تحصل على إجاباتٍ عن أسئلتك |
Yani, sorularına dikkat et. | Open Subtitles | لذا , إطرحى أسئلتك بدقة أنا أتفهم ذلك , يا سيدى |
Komiser, bütün sorularınıza yanıt veremem. En olası şüphelilerin listesini size verdim. | Open Subtitles | حضرة الملازم لا أستطيع الرد على كل أسئلتك لقد طرحت عليك قائمة أكثر المشتبهين المحتملين |
Burası bir mahkeme değil ve sorularınıza cevap vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | ، هذه ليست قاعة محكمة وليس من الضرورى أن أجيب على أسئلتك |
sorunuzu cevaplamak açısından, niçin birleştirmeyi arıyordu? | Open Subtitles | أذاً لكى تجيب على أسئلتك لماذا كان يبحث عن التوحيد؟ |
İkide bir hapse girmekten mi senin belirsiz Sorularından mı? | Open Subtitles | الحبس أو كوني متحير بسبب أسئلتك الغامضة؟ |
Senin sorunu cevapladı ancak sen onun sorusunu cevaplamadın. | Open Subtitles | لقد أجاب على أسئلتك ولكنك لم تجيب عل أسئلته |
Ben hiçbir testi kabul etmedim sadece bana soracağınız soruları cevaplayacağımı söyledim. | Open Subtitles | لم أوافق على أي اختبارات، بل على الإجابة على أسئلتك. |
Kimi üzdüğüm önemli değil. Sorularınız yanıtlansın yeter. | Open Subtitles | لا تهتم بمن أقوم بأيذائه طالما أجاوب على أسئلتك |
soru sorun ve bunların saçma sorular olduğunu söyleyen insanlara gülüp geçin. | TED | اطرح أسئلة، واضحك في وجه من يصفون أسئلتك بالحمقاء. |
Doğal olarak bu sorularının hiçbirine cevap vermeyeceğim ama sormandan dolayı etkilendim. | Open Subtitles | بالطبع, لن أجيب على أيٍ من أسئلتك ولكنني منبهرة بها. |
Soracağınız her soruyu yanıtlayacağım. | Open Subtitles | تعالي لوحدك، وسأجيب على كلّ أسئلتك. |
Umarım üç soruna vereceğimiz yanıtlar seni tatmin eder. | Open Subtitles | آمل أن نجيب على أسئلتك الثلاثة لأجل إرضائك |