filoları açık kumsallara inebilir, nehir sistemlerine derinlemesine nüfuz edebilir ve gerekirse kara üzerinde hareket edebilirdi. | TED | استطاعت أساطيل منها الرسو على الشواطئ المفتوحة، واختراق شبكات نهرية عميقة، والتحرك على الأرض إن لزم الأمر. |
Bunun üzerine, düşman savaş filoları aralarındaki anlaşmazlıklara son verip güçlerini birleştirerek galaksimize hakaretin kaynağı olarak tespit edilen yere doğru saldırıya geçtiler. | Open Subtitles | لذا قامت أساطيل الحرب المعارضة بإقتراح بتسويه خلافاتهم الباقية من أجل هجوم موحد على مجرتنا |
Ayrıca, şu sıralar aldığımız güvenilir istihbaratlara göre Antwerp ve Boulogne'de filoları Hollanda'da da bir orduları toplanıyor. | Open Subtitles | والآن نحن نستمع لتقارير مختصة عن أساطيل تجتمع في انتويرب وبولونيا وبجيش من هولندا |
Düşman filosu 200'ü çoktan aştı. | Open Subtitles | أساطيل العدو قد تجاوزت بالفعل الـ200 أسطول |
On tane donanma filosu da yollasınlar. | Open Subtitles | أيضاً، أُؤمر بإرسال عشرةٍ من أساطيل البَحريّة إلينا. |
Dalek filoları sürekli ateş açarak Gallifrey'i sarıyorlar. | Open Subtitles | أساطيل الداليك تحيط بكوكب قالفري وتطلق النيران بشكلٍ مستمر |
Toprağa akan milyonlarca askerin kanı okyanusları ezen gemi filoları, gökyüzünden bomba bırakan uçaklar ta ki güneş gökyüzünden çekilene kadar devam ediyordu. | Open Subtitles | جيوش بالملايين تنزف على الأرض أساطيل من السفن تثقل المحيطات |
Balıkçılık filoları kalan son balıkların peşindeler ve onları yakalamak için karadan giderek uzaklaşmaları, okyanusun daha derinlerine inmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | أساطيل الصيد تُلاحِق ما تبقّى من السمك. وعليها أن تبحر بعيداً عن اليابسة إلى قلب المحيط لاصطيادها. |
Jüpiter filoları dışında birkaç BMD ve Mars gemisi rota değiştiriyor. | Open Subtitles | عدد من سفن يو ان ان و المريخ من أساطيل كوكب المشتري تقوم بتغيير مسارها |
Milyonlarca yılda, bir akıllı uzaylı toplumu galaksimizde kolayca yayılabilirdi, belki de devasa enerji toplayan aletler veya koloni uzay gemisi filoları ya da muhteşem sanat eserleri gece gökyüzünü dolduruyor olabilirdi. | TED | خلال ملايين السنين، حضارة الغرباء الذكية باستطاعتها بسهولة الانتشار عبر مجرتنا، ربما صانعة حصّادات طاقة عملاقة أو أساطيل من سفن الفضاء الاستعمارية أو أعمال فنية مجيدة تملأ السماء ليلا. |
Evet, büyük bir filoları var. | Open Subtitles | نعم ، كان لديهم أساطيل كاملة منها |
On donanma filosu mu istiyorsun? | Open Subtitles | تُريد عشرةً من أساطيل البَحريّة؟ |
5 Ha'tak. 8 Alkesh. 10 ölüm uçağı filosu. Elimizdekilerin hepsi bu. | Open Subtitles | لدينا 5 أساطيل من (هاتاك)، وثمانية من (ألكيش) 10أزواج من الطائرات الحربية، هذا كل ما لدينا |
Sontaran. Dört savaş filosu. | Open Subtitles | "أربعة أساطيل من "السونتارون |