Dünya adı verilen bu karışık topluma yeterince katkı sağlıyorum. Daha ne yapabilirim ki? | Open Subtitles | أنا أساهم فى هذا العالم المرتبك ماذا يوجد غير ذلك |
Saçma sapan yerel bir olay olduğunun farkındayım ama ortaya atılıp biraz katkı sağlamak fena olmaz. | Open Subtitles | أعني ، إنه شيئ محلي سخيف لكن سيكون جيد أن أكون هناك و أن أساهم |
Eğer güçlerime bir şans verirsem, nasıl bir katkım olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ما قد أساهم به إذا منحت القوات الموجودة لدى الفرصة للظهور |
Tamam, ama bak, hala tadilata katkım olsun istiyorum. | Open Subtitles | واو, حسنا لكن أنظري أنا مازلت أريد أن أساهم في نفقة التجديد |
Son yapmak istediğim ise, zihinsel hastalıklar etrafında var olan yanlış anlamalar için katkıda bulunmak. | TED | آخر شيء أرغب في فعله هو أن أساهم في الفهم الخاطئ الموجود مسبقًا عن المرض العقلي. |
Zaman kapsülüne katkıda bulunmak istediğim anı kendim seçebilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني أن أختار الذكرى التي أريد أن أساهم بها في الكبسولة الزمنية؟ |
Ve anlayışınız için emeklilik fonunuza küçük bir katkıda bulunacağım. | Open Subtitles | ولمعلومكم أنا أساهم قليلاً في صندوق التقاعد الخاص بكم |
Herkes biliyor ki, başka herkesten daha fazla hayır işleri için katkıda bulunuyorum, değil mi? | Open Subtitles | يعلم الجميع انني أساهم للأعمال الخيرية والمعوزين وأمور آخرى اكثر من أي شخص |
Ben de gelip bir neye katkı yapıyorum göreyim dedim. | Open Subtitles | وقررت القدوم لرؤية ما أساهم من أجله. |
Bildiğim bir şeyle katkı yapıyorum. | TED | أساهم بما أعرفه. |
Yani temel olarak ne kadar hissem olacaksa Gilfoyle'dan daha fazla katkı yaptığımı göstermeli. | Open Subtitles | يجب أن تنعكس على أنني أساهم أكثر من (جيلفويل) |
katkı yapabilirim diye hissediyorum. | Open Subtitles | -أشعر وأنني أساهم |
Herhangi bir şekilde katkım olduysa da kendimi asla affetmem. | Open Subtitles | وإذا كان بإمكاني أنْ أساهم بأي شكل من الأشكال، لا يمكنني أبداً أنْ أغفر لنفسي. |
Akşam yemeğini siz planladınız bir katkım olsun istedim. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك أنت و (باتريك) قد خططتم للعشاء و لكن أردت أن أساهم في شيء |
Bu işten anlıyor. Benim tek katkım, oradaki küçük dağınık alan. | Open Subtitles | أساهم بتلك الفوضى |
Benim de katkım olsun dedim. | Open Subtitles | فكرت بأنه علي أن أساهم |
Onun için bir anma yapacaksanız kantin güveçlerimden biriyle katkıda bulunmak isterim. | Open Subtitles | فأود أن أساهم بإحدى اليخنات التي أعدها بأشياء من مخزن المؤن. |
Bu durum, yapılacak önemli şeyler ve kalan zamanımda katkıda bulunmak için neler yapabileceğim üzerine düşünmeme sebep oldu. | Open Subtitles | لذا، هذا حفّزني للتفكير بالأمر ما الهام لفعله بماذا يمكنني أن أساهم بالوقت المتبقي لي |
Görevimi yapmak istedim. katkıda bulunmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أقوم بدوري، أردت أن أساهم |
- Her ay krediye bende katkıda bulunacağım. | Open Subtitles | سوف أساهم بالرهن العقاري كل شهر. |
Boş zamanlarımda çözülmemiş cinayetlerle ilgili bir çevrimiçi topluluğa katkıda bulunuyorum. | Open Subtitles | حسناً، في وقت فراغي، أساهم مع جماعة على الأنترنت اختصاصها جرائم القتل التي لم تحلّ |