bir başka konu ise bu tip hacker'ların çoğu Asperger sendromu ile tutarlı bir karakteristik gösteriyor. | TED | و الأمر الآخر هو ارتفاع نسبة مخترقين مثل هؤلاء لديهم صفات متوافقة مع متلازمة أسبرجر. |
Asperger'e sahip olmak bir dezavantaj olarak görülebilir ve bazen gerçekten büyük sıkıntı verir; ama aynı zamanda tam tersidir. | TED | لذا فمن حيث الإصابة بمتلازمة أسبرجر فقد يبدو الأمر كعقبة، و مرهقًا جدًا أحيانًا. لكنه قد يكون على العكس من ذلك. |
İnek bir öğrenci ne zaman Asperger'e döner? | TED | عندما يتحول الشاب الغير متواصل إجتماعياً إلى متلازمة أسبرجر , والتي هي نوع من درجات التوحد ولكن بصفات هادئة ؟ |
Chris, Asperger hastası. Bu otizmin hafif bir şekli. | Open Subtitles | يعاني كريس من مرض أسبرجر و هو بسيط من التوحد |
Hafif Asperger sendromum olduğunu bilmelisin. Be Etiketten çok memnunum. | Open Subtitles | يجب أن تعرف أن لدي متلازمة أسبرجر خفيفة أنا مرتاح جدا مع التسمية |
Ebeveynleri otizme neden olmayla suçlamak yerine, Asperger, onu birinin tüm yaşamı boyunca konfor ve çeşitli şefkatli destekler gerektiren uzun soluklu poligenetik bir yetersizlik olarak çerçevelendirmişti. | TED | بدلاً من إلقاء اللوم على الآباء لتسببهم بمرض التوحد لأبنائهم، قام أسبرجر بتصويره كعجز متعدد الجينات مدى الحياة والذي يتطلب أشكالاً إنسانية من الدعم والتجهيزات ووسائل الراحة مدى الحياة. |
Çocuklara kliniğindeki hastalar gibi davranmanın aksine, Asperger onları onun küçük profesörleri olarak adlandırdı ve özellikle onlara uygun olan eğitim metotlarının geliştirilmesinde onların katkılarını kaydetmişti. | TED | بدلاً من معالجة الأطفال في عيادته مثل المرضى، كان أسبرجر يدعوهم بأساتذته الصغار، حيث جند مساعدتهم بغرض تطوير الأساليب التعليمية التي تناسبهم بشكل خاص. |
Genellikle Asperger sendromu yaşayan insanların çok karmaşık bir iç dünyaları vardır ve kendimden biliyorum, çok renkli bir kişiliğim var, zengin fikirlerim ve aklımda birçok şey var. | TED | أحد مميزات المصابين بمتلازمة أسبرجر هو أنهم يعيشون حياة داخلية معقدة. وأنا أعلم ذلك من نفسي، فأنا أتمتع بشخصية نابضة بالحياة، وأملك أفكارًا عظيمة، وهناك أشياء كثيرة تجول في عقلي. |
Bir teşhis koymak için çok erken .ama bazı muhtemel Asperger belirtileri gösteriyor. | Open Subtitles | من المبكّر جداً التشخيص، لكنّها من الممكن أن تكون تمرّ ببعض أعراض متلازمة "أسبرجر" |
Bir keresinde Asperger Sendromu'm var mı diye test edilmiştim. | Open Subtitles | أجريتُ فحوصات ذات مرّة لكي أرى "إذا كنتُ مصاباً بـ"إعتلال أسبرجر |
Narsistlerden ve sosyopatlardan çok Asperger sendromlarına ve otistiklere daha yakın bir durumdayım. | Open Subtitles | وضعي يجعلني أكثر قرباً ممن يعانون من التوحد ومتلازمة أسبرجر... وليس أقرب من النرجسيين والمعتلين اجتماعياً |
Bende Asperger sendromu olduğunu mu düşünüyor? | Open Subtitles | تظن أنني أعاني من متلازمة "أسبرجر" إحدى إضطرابات التوحد؟ |
Josh'un Asperger sendromu var. | TED | إنه مصاب بمتلازمة أسبرجر. |
Asper - Asperger. Onda asper sendromu var. | Open Subtitles | هي لديها متلازمة (أسبرجر "مرض شبيه بالتوحد" |
Asperger Sendromu teşhisi koyulmuş. | Open Subtitles | بمتلازمة أسبرجر |
Ben sanırım Asperger Sendromunun bir yerindeyim. | Open Subtitles | أنا على الأرجح في مكان ما (في طيف (أسبرجر |
Bu Asperger sendromları ve üstün zekâlarında bozukluk var demektir. | Open Subtitles | *مرض التوحّد* هذا يعني أنهما مصابان بمتلازمة (أسبرجر) أذكى خلل عقلي موجود |
Oh, tamam. Asperger'ım da var. | Open Subtitles | حسناً ، عندي متلازمة (أسبرجر) أيضاً |
Otizm hakkında kalıpları kıran bir çalışma yapmış, ve şunu söyledi; Gary McKinnon -- Birleşik Devletler tarafından Pentagon'a saldırdığı için aranıyor -- Asperger sendromunun etkisinde ve üstelik ikinci dereceden depresif. | TED | و قد قام بعمل رائد و مبتكر على التوحد و قد أكد أيضا للسلطات هنا، أن جارى ماكينون -- و الذى كان مطلوبا من قبل الولايات المتحدة لقيامه بالقرصنة على البنتاغون (وزارة الدفاع الأمريكية) -- كان يعاني من متلازمة أسبرجر و حالة اكتئاب ثانوية. |