"أستطيع أن أفكر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• düşünemiyorum
• düşünebildiğim
• düşünebiliyorum
• düşünemem
• bulabilirim
• düşünebilirim

Ben Oliver'ın bunları onayladığı bir dünya, bir evren, ya da ufacık bir varoluşun olduğu bir yer düşünemiyorum.
لا أستطيع أن أفكر من العالم أو الكون أو سهل من وجود حيث أوليفر ستوافق على أي من هذا.

O rüyayı gördüğümden beri... bu yerden başka bir şey düşünemiyorum.
منذأنجائنىهذا الحلم... كل ما أستطيع أن أفكر فيه هو هذا المكان.

Şu an buradayım ve ne söyleyeceğimi düşünemiyorum bile.
الآن وأنا هنا لا أستطيع أن أفكر في شيء أقوله

Şimdi o da burada olduğu için, düşünebildiğim tek şey o.
بما أنها هنا الآن هي الشيء الوحيد الذي أستطيع أن أفكر فيه

Böyle bir alet için milyonlarca kullanım alanı düşünebiliyorum.
أستطيع أن أفكر بملايين الاستخدامات لأداة كهذه.

Ama şimdi senin başarısız ilişkini düşünemem.
ولكن أود أن أقول لك لا أستطيع أن أفكر في علاقاتك الفاشلة الآن

Saito için söyleyecek pek çok şey bulabilirim ama "makul", yeni bir kelime.
أستطيع أن أفكر فى أشياء كثيرة أسمى بها سايتو , ولكن " عقلانى " ؟ هذه جديدة

- Birkaç tercih kelimesi düşünebilirim.
أستطيع أن أفكر في بضع كلمات مختاره

Evet, ben yardım edemem ama hepsi benim hatam tür düşünemiyorum.
أجل ، لا أستطيع أن أفكر بشيء إلا أن كل هذا كان خطأي

Efendim, bunu nasıl düşünebilirsin? Efendim, ben bunu düşünemiyorum bile!
سيدي الرئيس، كيف كنت تعتقد أنه حتى في كنت أحلم، لا أستطيع أن أفكر حتى أن

Ve bundan daha büyük bir hayat düşünemiyorum.
و لا أستطيع أن أفكر بأية حياة أكبر من هذه

Bir çocuğu büyütecek daha iyi bir çift düşünemiyorum.
لا أستطيع أن أفكر بزوجان اكثر ملائمة منكما

Sizden daha güvenilir başka birini düşünemiyorum Leydi Bryan.
لا أستطيع أن أفكر في أي شخص يكون موضع ثقة أكثر منك ، ياسيدة بريان

Sorun olması için bir tane mantıklı sebep düşünemiyorum.
لا أستطيع أن أفكر في سبب منطقي واحد لرفض ذلك

Aralarında geçtiğini gördüğüm ve duyduğum onca şeyi hesaba katarsak, başka türlüsünü düşünemiyorum.
لا أستطيع أن أفكر بخلاف ذلك بالنظر في جميع ما سمعت وما رأيت بينهما

- Herhangi bir kültürde bundan daha sıra dışı bir tabak düşünemiyorum.
لا أستطيع أن أفكر من صحن أكثر هامشية في أي ثقافة .

Burada başarmak istediğimiz işlere daha iyi bir örnek düşünemiyorum.
لا أستطيع أن أفكر في مثال أفضل لما نحاول تحقيقه هنا

Caleb Brewster, buralarda kadınların yarısından daha cesur ve yetenekli olduğunu bildiğim başka bir adam düşünemiyorum.
كالب بروستر ، لا أستطيع أن أفكر في رجلاً في هذه الأنحاء شجاعاً و مقداماً أكثر من نصف النساء اللائي أعرفهنّ

Ve şimdi kardeşim öldüğü için, düşünebildiğim tek şey o aptal doldurulmuş hayvanı bulup kollarına bırakmak.
بالقرب من صدرها. والآن بعد أن شقيقتي الموتى، مرة أخرى الشيء الوحيد أستطيع أن أفكر

Aslında, bütün düşünebildiğim buydu.
في الحقيقة، هذا كل ما أستطيع أن أفكر به.

Birkaç sebep düşünebiliyorum. Bir numaralı sebep komisyon mesela.
حسنا، أستطيع أن أفكر في بعض الأسباب، مثل لجنة كبيرة.

Şu an bir tane düşünebiliyorum.
أستطيع أن أفكر واحد في الوقت الحالي.

Ama bu işi yaparken, valiliği düşünemem.
ولكن لا أستطيع أن أفكر حول منصب الحاكم عندما اعمل بهذه المهمة

Gary, seni tutuklamak için bir sürü neden bulabilirim.
أستطيع أن أفكر في عدة طرق لأعتقلك.

Bir sebep düşünebilirim. Sen bir gavatsın.
أستطيع أن أفكر في سبب, أنت حقير