Tam şu ana dek keyif duyduğum bir huzurluluk durumu. | Open Subtitles | حالة من السلام كنت أستمتع بها حتى هذه اللحظة |
Ama ben her seferinde keyif alıyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك، أستمتع بها في كل مرة |
Bu çok keyif aldığım bir meslek. | Open Subtitles | \u200fإنها مهنة أستمتع بها حقاً. |
Evet yalnızlık insanı memnun edemez, ben de tadını çıkartmaya bakıyorum. | Open Subtitles | العزلة ليست مُرضية فحسب. أنا أستمتع بها فعلًا. |
Almadan önce, on saniye tadını çıkaramaz mıyım? | Open Subtitles | أيمكنني أن أستمتع بها قليلاً قبل أن أشتريها ؟ |
Ve az önce daha tadını çıkaramadığım bir yemeğe 20$ ödedim. | Open Subtitles | وأنفقت آخر 20 دولار ملكتهم على وجبة لم أستمتع بها. |
Bunun tadını çıkarmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنوي أن أستمتع بها حتى النهاية |
tadını çıkaramam. | Open Subtitles | لن أستمتع بها |
tadını çıkar. | Open Subtitles | أستمتع بها |