Şimdi düşünüyorum da ne zamandır gemide plak kaydı yapılıyor? | Open Subtitles | بل أنا أفكر الآن .. منذ متى وهم يسجلون أسطوانات على متن سفينة |
Ve şimdi düşünüyorum da, plak kayıtları buharlı gemilerin güvertesinde yapıldığına göre, eğer bu müzik arkadaşın tarafından çalındıysa bu demektir ki yaşamının bir yerinde gemiden indi! | Open Subtitles | بل أنا أفكر الآن منذ متى وهم يسجلون أسطوانات على متن سفينة إذا كان صديقك هو الذى عزف هذه الموسيقى بالفعل، |
Bir TV ve CD çalar var. Ne tür müzik seversin? | Open Subtitles | لديك تليفزيون ومشغل أسطوانات ماذا تفضل من ألوان الموسيقى سيد كريسي؟ |
Bir TV ve CD çalar var. Ne tür müzik seversin? | Open Subtitles | لديك تليفزيون ومشغل أسطوانات ماذا تفضل من ألوان الموسيقى سيد كريسي؟ |
Bir dolu özgürlük korursun bununla. 6 mermilik silindirli, basma horozlu askeri kalite silah. | Open Subtitles | يحمي الكثير من الحريه ستة أسطوانات دائرية مزدوج العمل سلاح من تصنيف الجيش |
Ben de küflü, eski plaklar sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت إنهم أسطوانات قديمة للغايه |
Kalan gaz ve toz bulutları yeni yıldızın etrafında dönen bir disk oluşturur. | Open Subtitles | البقايا من الغبار والحطام تتشكل أسطوانات دوارة تدور حول النجم الجديد |
Elliot Lantana. O gerçek bir albüm yapımcısı. | Open Subtitles | (إليوت لانتانا) إنه منتج أسطوانات قانوني وحقيقي |
Az kazanrsn ama sirketlerden bedava plak alrsn. | Open Subtitles | في بداية الأمر لن تتقاضى الكثير من المال لكنك ستحصل على أسطوانات مجّانية من شركة الإنتاج |
Amatör bir isimden daha büyüğüne geçmek çok daha fazla plak satabilmek demektir aynı zamanda da, hem beyaz, hem de zenci olmak üzere daha geniş kitleleri çekmek tabii. | Open Subtitles | الانتقال من شركة صغيرة لواحدة رئيسية يعني أنك تستطيع بيع أسطوانات أكثر و تستطيع أيضاً جذب جمهور أكبر من البيض و الزنوج |
Ben sadece " Acaba hala taş plak üretiyorlar mı?" dedim. | Open Subtitles | كل ما سألته هو لو مازال هناك أسطوانات جاز |
Odamda birkaç plak var ve o da televizyon izleyecek nasılsa bu yüzden biz üst kata çıkalım. | Open Subtitles | أملك بعض أسطوانات الأغاني في غرفتي بالأعلى وهي ستشاهد التلفاز فحسب لذا علينا أن نصعد بالأعلى |
CD'leri dinlemiyor çünkü plak değiller! | Open Subtitles | لاشيء حدث! لم يرد أن يستمع للأقراص لأنهم ليسوا أسطوانات! |
Önemli bir şey değil. MP3 çalabilen taşınabilir bir CD çalardı... | Open Subtitles | لا شئ، مشغل أقراص محمول يشغل أسطوانات مضغوطة و يسجل أسطوانات |
-TV ve CD player var. -Ne tür müzik seversiniz Bay Creasy? | Open Subtitles | لديك تليفزيون ومشغل أسطوانات ماذا تفضل من ألوان الموسيقى سيد كريسي؟ |
Hanımefendi, sizi bir alarmlı saat, yedi CD ve bir tüp basur kremi çalarken yakaladık. | Open Subtitles | في تظاهرنا بأننا من الشرطة سيدتي، رأيناك تسرقين منبّهاً سبع أسطوانات ومرهماً للبواسير |
Bir motordaki türbinler, Tanrı'nın size yeterince silindirli olmadığını söyleme yoludur. | Open Subtitles | وجود التربو في محرك هى طريقة الرب لإخبارك بأن المحرك ليس به أسطوانات كافية |
Toyota Echo'nun çoklu kilitleyici fren sistemi ile dört silindirli sıralı 1.5 litrelik motora sahip olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين بأنّ سيارة "تويوتا إيكو" لديها سعة إحتراق لـ15 لتر و أربعة أسطوانات للمحرك بكابحات متعددة القفل؟ |
Sadece plaklar ve dondurma için para verdim. | Open Subtitles | بل إنّي منحتها مالا فحسب من أجل أسطوانات ومثلجات ! هل أعطيتها مثلجات؟ |
Sihirli plaklar ve Babun kalbi. | Open Subtitles | أسطوانات غريبة وقلب الربّاح |
Overmorrow kayıt merkezindeki albüm arkadaşlarıymış. | Open Subtitles | " في أسطوانات " أوفرتومورو |
-Tamam. Yanımıza yaklaşık sekiz şişe oksijen alıp Güney Zirvesi'ne çıkacağız. | Open Subtitles | نحن نخطط بخزن ما يقارب ثمانية أسطوانات من "الأكسجين" |
Sana gördüğün en güzel müzik setini ve bütün yeni plakları alacağım. | Open Subtitles | سأشتري لكي أفضل مشغل رأيتيه .في حياتك و سأشتري لكي أسطوانات جديدة |
Adayı, pikabın üstünde dönen bir plâk gibi düşün. Ama şimdi plâk atlama yapıyor. | Open Subtitles | اعتبر الجزيرة أسطوانةً تدور على جهاز أسطوانات إلاّ أنّ تلك الأسطوانة تتخطّى بعض المقاطع الآن |