Bir meslektaşının sınıfında yerine geçmek zorunda kaldı ama ne kadar üzgün olduğunu ve hepinize kocaman hoşçakal öpücüğü verdiğini söyledi. | Open Subtitles | تحتم عليها أن تحل محل زميلتها في الفصل، لكنها أخبرتني أن أعبر عن مدى أسفها وأن أمنحكم جميعاً قبلة وداع كبيرة |
Sana veda edemeden ayrılmak zorunda kaldığı için üzgün olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | وطلبت مني أن أعبر لك عن مدي أسفها لأنها لم تتمكن توديعك بنفسها |
Kadın üzgün olduğunu söyledi, ve günah çıkarmak istedi. | Open Subtitles | فأبدت المرأة أسفها وطلبت المغفرة |
Sadece üzerine içki döküldüğü için üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كانت تبدي أسفها لسكبها شرابها عليّ. |
üzgün olduğunu söyledi ve burayı terk etti. | Open Subtitles | أعربت عن أسفها وغادرت. |