ويكيبيديا

    "أسوأها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • en kötü
        
    • en kötüsü
        
    • kötü ihtimalle
        
    Bulunduğun en şık yerde değilim ama en kötü de değil. Open Subtitles ليس أكثر الأماكن التي زرتها أناقة و لكنه ليس أسوأها أيضا
    Gelecek 20 yıldaki 2 temel değişim ile yüzleşmemiz; gelecek 100 yılımızın en iyi veya en kötü yüzyıl olmasını belirleyecek. TED سنواجه خلال العقدين القادمين تحوّلين أساسيّين يحددان إن كانت المائة عام القادمة هي أفضل القرون أم أسوأها.
    En iyi donum, tesadüfen de en kötü donum aynı zamanda. Open Subtitles لقد كانت أفضل سراويلي، وفي نفس الوقت أسوأها.
    Oksijen eksikliği semptomları her yerde var en kötüsü, çocuklarda görülüyor. Open Subtitles أعراض نقص الاوكسجين في كل مكان و أسوأها تظهر على الأطفال سيموتون أوّلاً
    Oksijen eksikliği semptomları her yerde var en kötüsü, çocuklarda görülüyor. Open Subtitles أعراض نقص الاوكسجين في كل مكان و أسوأها تظهر على الأطفال سيموتون أوّلاً
    en kötü ihtimalle, her oyunda berabere kalırız ve beraberlik... Open Subtitles و في أسوأها سنتعادل في كل مباراة, و التعادل...
    Felaketler insanların en güzel yanlarını da açığa çıkarabilir, en kötü yanlarını da. Open Subtitles الكوارث قد تجلب أفضل ما في البشر أو أسوأها
    En büyük başarısızlık, en kötü hata bile, ...denememekten iyidir. Open Subtitles , مع أن أكبر الأخطار . . حتى أسوأها , و أعظمها
    "Tanrının gücendiği günahlar içinde en kötü olanı yalan söylemektir." Open Subtitles من بين كل الخطايا التي تجرح مشاعر الرب الكذب هو أسوأها جميعاً
    En azından yumruk yiyorum, taşlanıyorum, tükürükleniyorum, aşağılanıyorum, ve en kötü durumda, bile bıçaklanıyorum! Open Subtitles فى احسن الأحوال أتعرض للقذف بالحجاره,وأتعرض للاهانات وفى أسوأها أتعرض للطعن
    Benim umurumda çünkü en iyi ihtimal iftira ile en kötü de yalancı şahitlikle suçlarlar. Open Subtitles أنا يهمّني ، لأنّه سيُشهّر بي في الأفضل الأحوال وتهمة شهادة الزور في أسوأها
    En iyi zamanını da, en kötü zamanını da gördüm. Open Subtitles لقد رأيت بأفضل حالاته و أسوأها
    Seni en iyi ve en kötü halinle de gördüm ama bu... Open Subtitles لقد رأيتك فى أفضل حالاتك وفى أسوأها ولكن هذا...
    Hiç tutuklanmadım. Hapishanede bir gece geçirmedim. Sevdiğim biri hiç devriye arabasının arkasına atılmadı ya da parmaklıkların arkasına. Korkunç, karışık bir sistemin insafına bırakılmadım. En iyi ihtimalle onlara kayıtsız kalacak, en kötü onları canavar gibi görecek bir sistem. TED لم يُلقَ القبضُ عليَّ قَطّ في حياتي، ولم أقضِ ليلةً واحدةً في السجن، ولم يكن لدي حبيب رُمي به في سيارة الشرطة أو قبع خلف القضبان، أو كان تحت رحمة نظام مخيف ومربك يُنظر إليهم في أحسن الأحوال بلا مبالاة، في أسوأها كوحوش.
    Bu saçamalık. Bu fırsatçılık, hem de en kötüsü. Open Subtitles ذك شرطي خارج ،، إنها انتهازية في أسوأها
    en kötüsü, bir araba kazası geçirir. Open Subtitles وفي أسوأها, سيحدث له حادث سيارة
    en kötüsü Daily Mail. Open Subtitles أسوأها كانت الديلي ميل
    en kötüsü çocuklara olanlar. Open Subtitles الأطفال هم أسوأها
    - en kötüsü bu adam. Open Subtitles -إنه أسوأها على الإطلاق
    Öyle, en kötüsü öğretmendi. Faye. Open Subtitles أسوأها كان المعلمة (فاي)
    - en kötü ihtimalle de ırkçı. Open Subtitles وعنصرياً على أسوأها - بالضبط -

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد