Burada, bir bombanın üzerinde oturduğuna dair bir dedikodu var da. | Open Subtitles | حسناً , هناك أشاعة تجول الأرجاء هنا ، بأنكَ تحوز قنبلة. |
Jessie St. James'in şehre geri döndüğünü ve hatta baloya seninle geleceğine dair kötü bir dedikodu duydum. | Open Subtitles | إذن لقد سمعتُ أشاعة بغيضة بعودة جيسي سانت جيمس للبلدة. و سمعتُ أيضاً بأنه سيكون موعدك. |
Ben, gerçekten bir çocuğun söylentiden ibaret lafları için mi yargılanacağım? | Open Subtitles | ملكى ، هل سيتم الحكم علىّ من أشاعة أطلقها ذلك الولد ؟ |
Moralin düzelir diye söyleyeyim geçen yaz, sürekli regl olduğun tuhaf bir hastalığa yakalandığın dedikodusunu yayan da bendim. | Open Subtitles | ,لو سيحسن هذا من مزاجكِ في الصيف الماضي,كنتُ أنا من نشر أشاعة أصابتكِ بمرض غريب |
Rahibelerin ve Aziz Agatha'nın demir haçla şeytan çıkarmaya çalıştığı söylentileri dolaşıyor. | Open Subtitles | كانت ظهرت عليهن أشاعة أستخدام الصليب الملتهب. |
Burada Güney yakasında bir oyun çevireceğine dair söylenti var... | Open Subtitles | ثمة أشاعة بإنه سيقوم بعملية احتيال هنا في الجانب الجنوبي |
söylentiler kanıtlanamaz. Bu yüzden söylentidir. | Open Subtitles | حسناً,أنت لا تستطيع أثبات أشاعة لذلك تلك أشاعة. |
- Birisinin karısını siktiğine dair bir dedikodu var. | Open Subtitles | هناك أشاعة تقول بأنه يضاجع زوجة شخص ما. من ؟ |
- Birisinin karısını siktiğine dair bir dedikodu var. | Open Subtitles | هناك أشاعة تقول بأنه يضاجع زوجة شخص ما. من ؟ |
Öyle bir dedikodu var. | Open Subtitles | ثمّة أشاعة منتشرة بالأنحاء. -ما هي الأشاعة؟ |
Başkasının karısını siktiğine dair bir dedikodu var. | Open Subtitles | هناك أشاعة تقول بأنه يضاجع زوجة شخص ما. |
Gerçek mi dedikodu mu? | Open Subtitles | حقيقة أم أشاعة ؟ |
Çok sıcak bir dedikodu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أشاعة ساخنة |
Şimdi diyeceklerim tamamen söylentiden ibaret fakat birileri Hashirama-sama'nın hücrelerini aktarma deneylerini sürdürmekteymiş. | Open Subtitles | ما سأقولهُ التالي هو مجرد أشاعة... عن شخصاً ما يمارس التجارب في وقتنا هذا.. لأعادة أحياء خلايا السيد [هاشيراما] مجدداً |
Papa Innocent'ın 12 tane çocuğunun olduğu dedikodusunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أشاعة بإن البابا (أنسنت) لديها 12 |
Derken para yürüttüğü söylentileri çıktı. | Open Subtitles | كانت هناك أشاعة أنه على وشك الهروب |
Evet, söylentileri duymuştum. Bu olayın seninle ilgisi ne? | Open Subtitles | نعم, سمعت أشاعة و ما علاقة هذا بك ؟ |
Biri, Papa'nın eşcinselleri cezalandırmak niyetinde olduğuna dair bir söylenti yayıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن أحدًا ينشر أشاعة أن البابا سيعاقب الشاذّين |
Büyücülük eğitimim sırasında babamın kaynağı bulduğuna ve denemeler yaptığına dair söylentiler çıkmıştı. | Open Subtitles | كانت هناك أشاعة , حينما كنت أتدرب كعرّاف بأنّ أبى وجد مصدرها ، و كان يختبرها. |