Bu yüzden, sizi baştan çıkarıp kötü şöhretli bir eve götüreceğinden orada sizi öldüreceğinden, boğazınızı kesip paranızı çalacağından şüpheleniyorum. | Open Subtitles | لذا , أنا أشتبه بنواياه السيئة لإغرائك إلى بيت سئ السمعة حيث يصطحبك , يقتلك ، يغتالك |
Vatan hainliğini araştırıyoruz albay. Şu an herkesten şüpheleniyorum. | Open Subtitles | نحن نحقق في قضية خيانه أيها الربان حالياً, أشتبه في أي شخص |
Hayır, konserde şüphelenmedim. | Open Subtitles | لا يا سيدي، أنا لم أشتبه |
Her zaman onun arkasında Çoğalıcı'ların olduğundan şüphelenmiştim. | Open Subtitles | كنت دائما أشتبه إن الريبليكيتورز كانوا وراء ذلك |
10 Temmuz'da, tam olarak sabah saat 7:15'de silahlı bir polis, intihar komandosu olduğundan şüphelenen bir kişiye trene binmek üzereyken ateş etti. | Open Subtitles | حوالي ساعة 7: 15 صباحاً في العاشر من يوليو شرطي مسلح أطلق النار على شخص أشتبه بأنه مفجر إنتحاري |
Yani, polise gidip kendi öz oğlumdan şüphelendiğimi söyleyemem. | Open Subtitles | أنا أعنى لا يمكننى الذهاب الى الشرطه واخبارهم أنى أشتبه بابنى |
...ya da diğer adıyla Beatrix Bourbon orta derecede şüphelendiğim kişi. | Open Subtitles | أو بيتركس بوربون الشخص الذي أشتبه به أكثر |
Ama atrial septal bozukluğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | لكنني أشتبه أن لديك عيبا في الحاجز الأذيني. |
Ayrıca, diğer görevlerini yerine getirmesinin yeterli olduğunu düşündüğünden şüpheleniyorum. | Open Subtitles | إلى جانب إنني أشتبه به يفكر بأنه مشغول بتأدية واجباته بطرقٍ اخرى. |
Ama açıkçası, cinayetten şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أنا أشتبه أنها قد تكون جريمة قتل |
Fakat bilginiz olsun, Charlie bir hırsız, bir yalancı ve kundakçı olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | لكن لعلمكم: "تشارلي" لصّ .. كاذب وأنا أشتبه بأنه ليس قدوة جيدة |
Adamın her ne kadar elimde kanıt olmasa da uyuşturucu satıcısı olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أشتبه... لكن لا أستطيع إثباته، لكن أشتبه... |
Adamın her ne kadar elimde kanıt olmasa da uyuşturucu satıcısı olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أشتبه... لكن لا أستطيع إثباته، لكن أشتبه... |
Hiç şüphelenmedim. | Open Subtitles | لم أشتبه أبدا... |
- Ben de hiç şüphelenmedim. | Open Subtitles | ) لم أشتبه بذلك أيضاً |
Bir şeyler sakladığından şüphelenmiştim ama bu aklımın ucundan bile geçmemişti. | Open Subtitles | كلا أعني. كنت أشتبه أنها كانت تخفي شيئاً |
Senin Kira olduğundan şüphelenmiştim. | Open Subtitles | أنا أشتبه بك أنك كيرا |
Senin Kira olduğundan şüphelenmiştim. | Open Subtitles | أنا أشتبه بك أنك كيرا |
Ondan şüphelenen ben değilim! | Open Subtitles | أنا لا أشتبه بها! أنت تفعل! |
Eşcinsel olduğundan ilk ne zaman şüphelendiğimi anlatayım. | Open Subtitles | سأخبرك حينما بدأت أشتبه بأنه شاذ |
Defteri almasından şüphelendiğim kişinin lakabı; | Open Subtitles | الشخص الذي أشتبه به أن يكون خلف هذا كله |