Çünkü insanların yapmadığı şeyleri söylerim sonra da hatırlamam bile. | Open Subtitles | لأننى أقول أشياءاً الناس لا ثم لا أتذكر ما قلت |
Yapıyorum çünkü böylece duymak istemediğin şeyleri yüzüne söylememiş oluyorum. | Open Subtitles | لأن هذا أفضل من أقول لك أشياءاً لا تودين سماعها |
-Evet, hepimizin dört haftası var-- Arkadaşlarımın inanamayacağı şeyleri görüyorum. | Open Subtitles | رائع , لقد رأيت أشياءاً لا أعتقد أن أصدقائي سيصدّقونها |
Hayır, sonra olanlar, ben çok üzüldüm ve söylememem gereken şeyler söyledim ve yapmamam gereken bazı şeyler yaptım ve bunun sonucunda da işimden kovuldum | Open Subtitles | كلا، ما حدث أني غضبت فقلت كلاماً ما وجب قوله وفعلت أشياءاً ما وجب فعلها |
O mor şeyden de içmeyin, çünkü bir şeyler görmeye başlarsınız. | Open Subtitles | ولا تحاول لمس او بلع هذه الماده لانك سوف تري أشياءاً |
Ama düşününce, böyle şeyleri önceden duymuş olmalısın. | Open Subtitles | لكن بعد التفكير في الأمر، لا بُد أنك قد سمعت أشياءاً كهذه من قبل |
Okuduğu şeyleri ben üniversite 2. sınıfta görmüştüm. | Open Subtitles | لقد قرأت أشياءاً لم أرها أنا إلا في سنة ثاني كلية. |
Eğer yeteri kadar dikkatli bakarlarsa bilim adamlarının daha önce hiç görmediği şeyleri bile bulabilirler. | Open Subtitles | إذا أمعنوا البحث كفاية، فسيجدون أشياءاً لمْ يسبق حتى للعلماء رؤيتَها. |
Ama gözler bizim düşündüğümüzden fazlasını görür. Beyin bazı şeyleri atlar. | Open Subtitles | لكن العين ترى أكثر مما نظن نحن إنها العقل الذي يفوت أشياءاً |
Bilmediğim şeyleri sorup başımın etini yiyordu. | Open Subtitles | أرهقتني للغاية، أرادت أن تعرف أشياءاً لا علم لي بهـا. |
Yeni yerlere gitmekten, yeni şeyleri denemekten hoşlanırlar. | Open Subtitles | يفضلون الإنتقال إلى أماكن جديده و يجربون أشياءاً جديده |
İnsanlar bana, hatırlıyor olmam gereken şeyleri unuttuğumu söylüyorlar. | Open Subtitles | .. أناس يخبرونني أنني انسى أشياءاً أعلم أنني سأتذكرها |
İnsanların sana kendileri söylemedikleri şeyleri öğrenmek için onlara değer vermek. | Open Subtitles | انها تدعى الأهتمام بأشخاص آخرين لكى تعرف أشياءاً أكثر عنهم وهم لا يريدون اخبارك بها |
Ama böyle şeyleri sen yapmazsın. | Open Subtitles | لكن أنتَ لا تفعل أشياءاً كهته بل أنا التي أفعلها |
Onu senin almanı istiyorum. Sen güzel şeyleri hak ediyorsun. | Open Subtitles | أريدكِ أن تأخذيه أنتِ تستحقين أشياءاً جميلة |
Ve gerçek dünyada ülkenizin iyiliği için bazı şeyler yapmanız gerekebilir. | Open Subtitles | .. وفي العالم الحقيقي أحياناً هذا يعني أنك يجب أن تفعل أشياءاً .. أشياءاً رهيبة |
Savaş sırasında bazı şeyler yaptım, çok kötü şeyler. | Open Subtitles | . لقد فعلت أشياءاً أثناء الحرب . أشياء فظيعة |
İnsanlar bazı şeyler yüzünden komik duruma düştüğümü konuşsa bana söylerdin değil mi? | Open Subtitles | كنت لتخبرني، أليس كذلك إذا كان الناس يقولون أشياءاً تجعلني أبدو سخيفة؟ |
Babam, eğer daha dikkatle izlerseniz kendisinden bir şeyler öğrenebileceğiniz biri. | Open Subtitles | إن أبي هو شخص لو تابعتيه ستتعلمين منه أشياءاً |
Belki de sadece benim gibi yetenekleri olan insanların yanında bir şeyler yapabiliyorumdur. | Open Subtitles | ربما يمكنني أن أفعل أشياءاً عندما أكون . . بجوار أشخاص يمكنهم فعل أشياء |
Baba, bir şeyler buldum... bir takım kilitli hesaplar. | Open Subtitles | . . لقد وجدت أشياءاً يا أبي بعض الحسابات المغلقة |
Oğlumun çok ciddi sorunları var. Devamlı bir şeyler hayal etme eğiliminde. | Open Subtitles | إبني لديهِ بعض المشاكل الجادّة، ويتخيّل أشياءاً. |