İlk önce rüyalarımdaydı ama şimdi uyanıkken de bir şeyler görüyorum. | Open Subtitles | أول الأمر كانوا بأحلامي ولكن الآن أنا أرى أشياءًا وأنا مستيقظ |
Bebekleri doğurtmak bana değerli ve bazen de şaşırtıcı şeyler öğretti. Sıfırın altında 10 dereceyken, | TED | علّمني توليد الأطفال أشياءًا قيّمة ومثيرة للدهشة، مثل كيفية تشغيل السيارة الساعة الثانية بعد منتصف الليل. |
İşbirliği içinde bulunduğun kadın Marta, Veronica, her neyse işte kendini korumak için bir şeyler kaydetmiş ve kayıtları da hemen Cloud Drive'a yüklemiş. | Open Subtitles | لتحمي نفسها، سجلت أشياءًا رفعتها آلياً إلى قرص صلب |
Yani sence bu yüzden mi geri geldin kaçırdığın şeyleri yapmak için mi? | Open Subtitles | لذا, أتعتقدين أن لهذا السبب عدتي، لكي تفعلي أشياءًا قد فاتتكِ؟ |
# Göreceğim belki bir daha görmeyeceğim şeyleri. # | Open Subtitles | ♪أرى أشياءًا لن أراها مُجددًا♪ |
Senin yaşında birinin görmemesi gereken şeyler gördün ve yaşadın. | Open Subtitles | لقد رأيتي أشياءًا و مررتِ بأشياء لم يمر بها أحدٌ بعمرك |
Evet, bana zarar verebilen şeylerden biri gibi görünüyor ama başka şeyler de olabilir. | Open Subtitles | أجل ، يبدو أنها شيء واحد من الأشياء التي يُمكنها إيذائي لكن إلى جانب ذلك هُناك أشياءًا أخرى |
İnsanları aptalca şeyler yapmaya kandırdıkları bir reality programı. | Open Subtitles | إنه برنامج تلفزيون الواقع حيث يتم خداع الناس ليفعلوا أشياءًا غبية... |
O yüzden ikimizde ailelerimiz için bir şeyler yapıyoruz. | Open Subtitles | إذًا جميعنا فعلنا أشياءًا لعوائلنا |
Şöyle düşün, kendi ailemiz oradan yavaşça çıkıyoruz, bir şeyler yapıyoruz ve nihayet kendi ailemiz olmuş oluyor. | Open Subtitles | إن الأمر أشبه بأن لدينا هذه العائلة، ونخرج ونفعل أشياءًا... وفي النهاية نبدأ بصنع عائلة جديدة لأنفسنا. |
Evde tuhaf şeyler olmaya başladı. Anna? | Open Subtitles | لأن أشياءًا غريبة بدأت للحدوث في المنزل |
Çünkü evde garip şeyler olmaya başladı. | Open Subtitles | لأن أشياءًا غريبة بدأت للحدوث في المنزل |
Senin... bilirsin, gereken şeyler gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت أشياءًا .... لا يجب أن كما تعرفين |
Hayal edebileceğinden bile kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياءًا لا يمكنك أن تتخيلها |
Geri almayı dilediğim şeyler söyledim sana. | Open Subtitles | ،لقد قُلتُ أشياءًا أتمنى بأن لم أقلها |
Benimle gelirsen bazı şeyler göreceksin. | Open Subtitles | لو جئتِ معي، فسوف ترين أشياءًا |
Güzel şeyler yaşıyorlar. | Open Subtitles | وتمتلك أشياءًا جميلة. |
Bazı şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياءًا |
Daha önce birbirimize söylemediğimiz şeyleri söyledik. | Open Subtitles | .قلنا أشياءًا لبعضنا لمْ نقلها من قبل |
Patterson, kimsenin göremediği şeyleri görmek her zaman tatmin edici değil. | Open Subtitles | أتعلمين يا (باتيرسون) ؟ إنه ليس من المُمتع دوماً أن تكونين الشخص الذي يرى أشياءًا لا يُمكن لأحد غيره رؤيتها |
Bütün ağır şeyleri kaldırabiliyormuş. | Open Subtitles | كان يرفع أشياءًا ثقيلة |