Sen de öyle yapmalısın çünkü burada korkunç şeyler oluyor. | Open Subtitles | وأنت يجب أن تهربي كذلك، لأن أشياءً فظيعة حصلت هنا. |
Sekiz büyünün hepsi... doğru zamanda söylenmeli yoksa korkunç şeyler olacak. | Open Subtitles | كلّ التعاويذ الثمان يجب أن تقال في الوقت المناسب وإلا ستحدث أشياءً فظيعة |
Görev esnasında yaptığım şeyler oldu, çok korkunç şeyler ama hiç masum bir kadını öldürmek istememiştim. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياءً تحت مسمى العمل، أشياءً فظيعة لكني لم أرد قط قتل إمرأة بريئة |
İnsanlar beni konuşuyor, korkunç şeyler söylüyorlar. | Open Subtitles | الناس يتحدثون عنّي ويقولون أشياءً فظيعة |
Ama bir şeyler gördün korkunç şeyler. | Open Subtitles | ولكنكَ رأيت أشياءً، أشياءً فظيعة |
korkunç şeyler. | Open Subtitles | أشياءً فظيعة |