Hayatımızda o kadar çok şeyi bitirmeden yarım bırakıyoruz ki. | Open Subtitles | نترك أشياء عديدة منقوصة في حياتنا. |
Bir çok şeyi görebiliyorum. | Open Subtitles | أنت شفاف أرى أشياء عديدة |
Bir çok anlama gelebilir. Döküntü, ateş, bir sürü şey. | Open Subtitles | قد يعني العديد من الأشياء، طفح، حمّى، أشياء عديدة. |
O boşlukta bir sürü şey var. | TED | وفي هذه الفجوة، هناك أشياء عديدة. |
Bence, bu şemadan birçok şey öğrenebiliriz. | TED | وأعتقد أن هناك أشياء عديدة يمكننا تعلمها من هذا المخطط. |
Hayatımda gurur duymadığım birçok şey yaptığımı kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعترف أني فعلت أشياء عديدة في حياتي، لست فخور بها |
Sana pek çok şey verebilirim. Sana her şeyi verebilirim. | Open Subtitles | يُمكننى أن أعطيك أشياء عديدة يُمكننى أن أعطيك كل شئ |
Bo' yu bulacak pek çok şey vardı. | Open Subtitles | هناك أشياء عديدة لا يمكن أن تدرك بو حقيقتها |
Aşk ve ölüm gibi gerçek anlamını bulamayacağımız bir Çok şey vardır. | Open Subtitles | هناك أشياء عديدة مثل هذا منها الحب و الموت و عملى اليوم |
Onun kaybedecek çok şeyi var. | Open Subtitles | ولديه أشياء عديدة ليخسرها. |
Bizim ailemiz hakkında anlamayacağın bir sürü şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء عديدة في عائلتنا لن تفهميها |
Bakılacak başka bir sürü şey vardı! | Open Subtitles | كانت هناك أشياء عديدة لتُرى! |
Yapmak istediğim birçok şey vardı. | Open Subtitles | هناك أشياء عديدة أتمنى لو كنت قد فعلتها. |
birçok şey isteyen bir adama benziyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك من الرجال الذين يريدون أشياء عديدة |
- pek çok şey. Ama öncelikle işe yerleri süpürerek başlayabilirsin. | Open Subtitles | أشياء عديدة جدّاً أوّلاً، يمكنك البدء بكنس الأرضيّة |
Sahip olmadığım pek çok şey var. Neden çocuklar hakkında soruyorsun? | Open Subtitles | هناك أشياء عديدة لا أملكها لماذا تسأل عن الأطفال؟ |