Ben birkaç şey daha görüyorum, ve bu buzları eritiyor. | Open Subtitles | أنا أرى أشياء قليلة أيضا و أنها قادرة على اذابة الجليد |
birkaç şey duyması gereken biri varsa, o da Whipper. Onu nerede bulabileceğimi biliyor musun? | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يحتاج أن يسمع أشياء قليلة هي ويبر |
Ama dün gece olan birkaç şey bana bunu yapamayacağımı hissettirdi. | Open Subtitles | ولكن أشياء قليلة حدثت ليلة أمس لا أعتقد أنني تعاملت معها جيداً |
...şimdi olgun bir kadınım. Ve,bu yol boyunca,bir kaç şey öğrendim. | TED | وأنا امرأة كبيرة الآن. وقد تعلمت أشياء قليلة على طول الطريق. |
Sevdiğiniz kadını başka bir adamla boğuşurken görmekten daha acı verici bir kaç şey vardır. | Open Subtitles | هناك أشياء قليلة أكثر ألما من مراقبة المرأة التى تحبها إلى جوار رجل آخر |
Karını! Erkek kimisinin hayatında değer verdiği çok az şey vardır. | Open Subtitles | لايملك الرجل سوى أشياء قليلة تعتبر ذات قيمة في هذه الحياة |
Tavsiye etmiyorum. Sadece birkaç şey pişirebiliyorum ve klima bozuk. | Open Subtitles | أستطيع طهى أشياء قليلة , وتكييف الهواء غير محدود |
Anlatmamız gereken birkaç şey var ve sonra eğlenmeye başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | لدينا أشياء قليلة نراجعها بعد ذلك يمكنكم البدء في المرح! |
İlginizi çekebilecek birkaç şey daha koydum. | Open Subtitles | وهناك أشياء قليلة أخرى هناك فكرتُ أنك ستكون مهتمًا بها |
Emin olduğum birkaç şey var, ama bir tanesi, bu batan dünyada emin olduğum şey benim ortaklığım, kromozomsal ortaklığım "sarı gözlü", "mavi saçlı" doğan oğlumuz için. | Open Subtitles | هناك أشياء قليلة إننى لست متأكداً منها و لكن الشئ الوحيد الذى أتأكد منه فى هذا العالم الغائر هو هو شراكتى ، شراكة كروموسوماتى المنطقية |
Düşünmem gereken birkaç şey daha var. | Open Subtitles | هناك أشياء قليلة أحاول تغطيتها |
Fakat bilmen gereken birkaç şey var. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تعرف أشياء قليلة. |
Taşınmaya karar verdiğinizde ihtiyacınız olan yalnızca birkaç şey vardır. | Open Subtitles | "ثمّة أشياء قليلة تحتاجها فعلاً عندما تقرّر المضيّ قدماً" |
Taviz vermeyeceğim birkaç şey var. | Open Subtitles | توجد أشياء قليلة في الحياة لا أضحي بها |
Öyledir, aklıma geldi de tamir etmeni istediği birkaç şey daha vardı hem de bugün. | Open Subtitles | ... حقًا , هذا يذكرني أن هناك أشياء قليلة تريد منك أن تصلحها لها اليوم |
Geçen sene sanal gerçeklik şirketimiz Vrse ile 15 film yaptık ve birkaç şey öğrendik. | TED | لقد صنعنا 15 فيلماً في العام الماضي في شركتنا الإفتراضية، (فرسي)، وتعلمنا أشياء قليلة. |
Sen ve ailen için birkaç şey. | Open Subtitles | أشياء قليلة لك ولعائلتك |
Eh, onlar da bir kaç şey aldılar. | Open Subtitles | .حسنا، هم أيضا حصلوا على أشياء قليلة أيضا |
Sizi kendinize getireceğim! Belki bir kaç şey öğretebilirsiniz. | Open Subtitles | سأجعلك تشعر كرجل حقيقي # # ربما يمكنك تعليمي أشياء قليلة |
Lisa, dinamitler hakkında bir kaç şey öğrenmeden, on yılını cinayete meyilli bir manyak olarak geçiremezsin. | Open Subtitles | (ليسا)، لا يقضي المرء عشر سنوات كمجرم مجنون، دون تعلّم أشياء قليلة عن الديناميت. |
Bu derece uzak bir zaman için söyleyebileceğimiz çok az şey var. | Open Subtitles | أشياء قليلة يمكننا قولها بثقة عن زمن بهذا البعد. |