"أشياء لطيفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• güzel şeyler
• iyi şeyler
• güzel şeyleri
• hoş şeyler

Ama o iki iğrenç herif bana sürekli aptalca şeylerden bahsederken, o, bana güzel şeyler söyledi.
لكنه بخلاف ذلك الشخصين الذين دائما ما يقولون أشياء مزعجة فقد كان دائماً يقول أشياء لطيفة.

Ama güzel şeyler olsunlar. Bir bayana uygun şeyler.
لكنها ستكون أشياء لطيفة لإمرأة كما تعرفين أشياء مناسبة لإمرأة

Yani, tüm hayatın boyunca güzel şeyler almak için çalışıyorsun ama birisi gelip onlar için seni öldürüyor.
أقصد، تعمل طوال حياتك لتحصل على أشياء لطيفة ومن ثَمّ يأتي أحدهم ويقتلك من أجلها

Böyle yerlerin sahibi olmanın faydası iyi insanlara iyi şeyler yapmaktır.
إنها أحد مميزات إقتناء أماكن كهذه عمل أشياء لطيفة لأشخاص لطفاء

80 yıldır tek tutkumuz, iyi insanlar için iyi şeyler yapmak.
منذ 80 عامآ و نحن لدينا رغبة واحدة فقط عمل أشياء لطيفة لأشخاص لطفاء

Ne zaman kendimi mutsuz hissetsem, güzel şeyleri düşünmeye çalışırım.
عندما أشعر أنني غير سعيدة فقط أفكر في أشياء لطيفة.

Bir daha gelmem için güzel şeyler söylüyorsun.
أنت فقط أقول أشياء لطيفة للحفاظ على لي العودة،

Aman Tanrım, onun hakkında güzel şeyler söyleyeceksen gidiyorum.
لن أقف بلا حركة وأنت تقول أشياء لطيفة عنها

Tamam, unutma, kocaman gülümse, sonra onu kucakla ve bir öpücük ver, ve sadece destekleyici, güzel şeyler söyle.
حسناً ,ألآن تذكري , إبتسامة عريضة ثم عانقيه وقبليه وقولي فقط أشياء لطيفة مٌساندة

#Beni destekleyen insanlar ile... #...bana güzel şeyler söyleyen insanlar birlikte.
الناس يؤيدونني المزيد من الناس يؤيدونني ويقولون أشياء لطيفة

Şimdi benim hakkımda güzel şeyler söylersen sana kocaman güzel bir bahşiş veririm.
الآن ، فلتقُل أشياء لطيفة عني يوجد بقشيش كبير ولطيف جداً لك

Gazetelerde okuyorum Dunaway hakkında çok güzel şeyler söylüyor.
كنت أقرأ في الجرائد كانت تقول أشياء لطيفة عن دنواي

Benim hakkımda çok güzel şeyler söyledi.
لقد كان يقول أشياء لطيفة جداً عني.

Benim hakkımda insanların önünde güzel şeyler söylemene ihtiyacım yok.
لا أريدك أن تقول ...أشياء لطيفة عني أمام الناس

-Sadece babanla ilgili güzel şeyler söylemen hoş.
الأمر فقط... انّه لمن الرائع سماع أنّك تقول أشياء لطيفة عن أبيك

Birbirimiz için iyi şeyler yapabiliriz değil mi?
,يمكننا أن نفعل أشياء لطيفة مع بعض ألا نستطيع؟

İyi şeyler söylediler. Çok kötü olmayacak yani.
قالتا أشياء لطيفة لذا الأمر ليس بهذا السوء

Demokratik Komite'nin başkanının senin hakkında iyi şeyler söylemesi kötü değil.
ليس سيئا وجود رئيس لجنة الديمقراطية يقول أشياء لطيفة عنك.

Basının yaptığın şeyle ilgili söyleyecek güzel şeyleri var.
زيارتها الصحافة بالتأكيد أشياء لطيفة ليقوله عن عملك.

Bana güzel şeyleri alamayacak bir pislik gibi davrandı.
عاملتني كحثالة بيضاء لا يمكنها تحمل شراء أشياء لطيفة

Kurtarmaya değer... kurtarmaya değer çok hoş şeyler var.
هناك بعض الأشياء أشياء لطيفة جدا تساوي الحفاظ أشياء جميلة