İşler çığırından çıktı. Ama yani, Fransa'ya gittiyseniz, Absinthe'yi denemeden olmaz. | Open Subtitles | أصبحت الأمور جنونيّة، لكن في فرنسا'' لا بدّ من شرب الكحول''. |
Ben doğduktan kısa bir süre sonra, işler biraz zorlaştı. | TED | تمامًا بعد ولادتي، أصبحت الأمور أكثر صعوبة بعض الشيء. |
ve işler çok çetin bir hal aldığında, Draco'nun yıldızı oldukça parlak bir şekilde ışık saçtı nereye bakacağını bilen bizler için. | Open Subtitles | وعندما أصبحت الأمور أكثر صعوبة أصبحت نجوم دريكو مشعة أكثر حتى يعرف الجميع إلى أين يتوجهوا بأنظارهم |
ve işler çok çetin bir hal aldığında, Draco'nun yıldızı oldukça parlak bir şekilde ışık saçtı nereye bakacağını bilen bizler için. | Open Subtitles | وعندما أصبحت الأمور أكثر صعوبة أصبحت نجوم دريكو مشعة أكثر حتى يعرف الجميع إلى أين يتوجهوا بأنظارهم |
Ancak o geceden sonra her şey çok daha zor olmaya başladı. | Open Subtitles | لكن بعد تلك الليلة أصبحت الأمور مختلفة كلياً |
Daha büyük boyutlu bir işe girmek üzereydik ki, işler karıştı. | Open Subtitles | و كنا على وشك إتمام الأمر -ثم أصبحت الأمور في فوضى |
Her şey gün gibi ortada. | Open Subtitles | أصبحت الأمور مفهومة الآن |
İşler zora girdiğinde, beni başlarından atmaları için. | Open Subtitles | من أجل أن يركلوني على مؤخرتي حينما أصبحت الأمور صعبة؟ |
Sonra maymunlar beni yakalayınca işler iyice çığırından çıktı. | Open Subtitles | وعندما اختطفتني القردة أصبحت الأمور مجنونة بالفعل |
Eğer işler belirsizleşirse, karşındakilerin doldurulmuş gömlek olduğunu unutma, biz de sevişiriz. | Open Subtitles | و أتعرفين, إذا أصبحت الأمور معقدة بسبب بعض الأشخاص المغرورين, |
ve işler çığrından çıkarsa diye, bizim bir kontrol kelimemiz olacak. | Open Subtitles | و إن أصبحت الأمور عنيفة جداً سنتفق على كلمة تحكم |
CIA, onunla yakın olduğumuzu biliyordu ve ona ulaşmak için beni kullandılar ve işler kötü bir hal aldı. | Open Subtitles | الإستخبارات كانوا يعرفون أنّنا مقربين، و استعملوني للوصول إليه، و بعدها أصبحت الأمور فوضوية. |
Sonra ilkyardım görevlisi oldum ve işler ilginçleşmeye başladı. | Open Subtitles | ثم أصبحتُ مسعف و أصبحت الأمور مثيرة للإهتمام |
Anlamak zor olmaya başlamıştı. | Open Subtitles | أصبحت الأمور أكثر تشويشا ً |
Nasıl oludu da işler karıştı anlayamadım. | Open Subtitles | لا أدري كيف أصبحت الأمور في غاية الضبابيّة |
Ama işler karıştı. | Open Subtitles | لكن أصبحت الأمور معقدة. |
Her şey gün gibi ortada. | Open Subtitles | أصبحت الأمور مفهومة الآن |