Sadece bir çocuk sahibi olduğu için mi onu uzaklaştırdınız? | Open Subtitles | فقط لأن الطالب أصبح لديه طفل تقوم بإيقافه لذلك السبب؟ |
Birden bire bilirsin, elinde bilincini yitirmiş bir kız buluveriyor. | Open Subtitles | وفجأة دون مقدمات، أصبح لديه فتاة مغمي عليها بين يديه |
- Eskiden bir tane kemik vardı, şimdi iki. - Anladım. | Open Subtitles | لقد كان لديه عظمه واحده الان أصبح لديه اثنان حسنا حسنا |
tam takır, fili var, fakat her açıdan değil. | Open Subtitles | .أصبح لديه الثياب .أصبح لديه الفيل .ولكننا لم ننتهي بعد |
Nemerov'un yaklaşık 19 bin tankı var değil mi? - NATO kuvvetleri asla bunlarla başa çıkamaz. | Open Subtitles | جاك، أنظر نيميروف أصبح لديه ماذا، تقريبا 19,000 دبابة؟ |
Yani önce kanama sorunu yok, sonra var, şimdi yine yok. | Open Subtitles | إذاً لم يكن لديه مشكلة نزيف ثم أصبح لديه ثم اختفت بعد ذلك |
- Eskiden bir tane kemik vardı, şimdi iki. - Anladım. | Open Subtitles | لقد كان لديه عظمه واحده الان أصبح لديه اثنان حسنا حسنا |
Hiç seçeneği olmayan bir adam tüm seçeneklere sahiptir aslında. | Open Subtitles | رجل بلا خيارات فجأةً أصبح لديه كل الخيارات في العالم |
Hepinizin bir yerlerde kırık bir tahtası olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ان كل شخص أصبح لديه قطعة خشب كسرت في مكان ما |
Tamam. Özel bir dedektif tuttum. | Open Subtitles | لقد قمت بتأجير متحر خاص لقد أصبح لديه صديق |
Dr Langham'ın yeni bir kimlik aldığını varsayabiliriz. | Open Subtitles | من المرجح أن الدكتور لانغهام أصبح لديه هوية جديده |
Beynim bir travma geçirdi, ve şimdi de böyle bir yeteneği var. | Open Subtitles | دماغي عانى من صدمـة، و الآن أصبح لديه هذه المقدرة |
ama banka hesabında bir anda 2 milyon dolar beliriverirse... | Open Subtitles | لكن إن أصبح لديه 2 مليون دولار فجأة في حسابه المصرفي |
Yani önce kanama sorunu yok, sonra var, şimdi yine yok. | Open Subtitles | إذاً لم يكن لديه مشكلة نزيف ثم أصبح لديه ثم اختفت بعد ذلك |
Komünizm yıkıldığından beri herkeste bunlardan var. | Open Subtitles | منذ سقوط الشيوعية وكل فرد أصبح لديه واحدة من هذه |
Karnimda büyüyen bir çocuk var ve kisa süre önce kulaklari da olustu. | Open Subtitles | هناك طفلٌ ينمو في أحشائي وقد أصبح لديه للتو أذنان |
Karnımda büyüyen bir çocuk var ve kısa süre önce kulakları da oluştu. | Open Subtitles | هناك طفلٌ ينمو في أحشائي وقد أصبح لديه للتو أذنان |
Çükünde kıl var. Bunları duyacak kadar büyüdü. | Open Subtitles | أصبح لديه شعر على صدره إنه كبير بما في الكفاية لسماع هذا الكلام. |
Bak, normal biri gibi bir şahsiyeti var. Siz ikiniz nereye gittiğinizi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أترون , أصبح لديه شخصية مثل البشر. أين تظنان نفسيكما ذاهبان ؟ |