Vera Cosgrove, arkadaşları ve ailesi tarafından şüphesiz çok özlenecek... | Open Subtitles | فيرا كوسجروف سوف نفتقدها بكل تأكيد سيفتقدها أصدقاءها و عائلتها الحزينه |
arkadaşları Cuma günü erkek arkadaşıyla kavga ettiğini söyledi. | Open Subtitles | أصدقاءها يقولون أنها تجادلت مع صديقها يوم الجمعة |
Yani yarasalar oldukça uzun bir süre arkadaşlarını hatırlıyor. | TED | إذاً هذه الخفافيش تتذكر أصدقاءها لمدة طويلة جداً. |
Kızın arkadaşlarını ve giyim tarzını hiç sevmezmiş. Babasının onu suçlayacağından korkmuş. | Open Subtitles | كرِه أصدقاءها وطبيعة ملابسها، كانت تخشى أن يلومها |
Mesela, bana o mektubu yazan kadın, olayı arkadaşlarına anlatsaydı, arkadaşları muhtemelen ona "aptal merhameti" diye tabir edilen şeyi sunarlardı. | TED | للحظة، إذا كانت المرأة التي كتبت لي تلك الرسالة أخبرت أصدقاءها ما حصل، ربّما كانوا سيعرضون عليها ما يُسمى "التعاطف الأحمق." |
Onu buraya sürükleyen beyaz arkadaşlarının iyi zaman geçirme vaadine rağmen | Open Subtitles | على الرغم من أن أصدقاءها البيض الذين اصطحبوها إلى هنا وعدوها بالاستمتاع، |
Beni endişelendirip Arkadaşlarıyla takılıp parti yapıyordu. | Open Subtitles | عندما كانت تحتفل و باتت مع أصدقاءها. |
Bilirsiniz, arkadaşlarından birinin aradığını filan düşünmüştür. | TED | يبدو انها فكرت انها رسالة، كما تعلم، أن أحد أصدقاءها كان يحاول الإتصال بها. |
Dostlarına ihanet eden hainlere ne olur biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم ما يحلّ بالجرذان التي تخون أصدقاءها |
Tüm arkadaşları buradaydı. Marihuana ve eroin partisi yaptılar. | Open Subtitles | كان كله أصدقاءها ، إنهم يدخنون المارجوانا والهريوين |
Arkadaşlar, iş arkadaşları ölmüş ve hepsinin üstüne anlayamadığı çılgın bir gücü olabilir. | Open Subtitles | أصدقاءها وزملائها بالعمل ميتين، وفوق كل هذا من الممكن أن يكون لديها بعض القوى الجنونية التي لا يُمكنها فهمها |
Evet, harika bir şey. Sürekli yanında olan arkadaşları hariç. | Open Subtitles | أجل، أمر جميل عدا أن أصدقاءها دائما حولها |
Bir şey kesin. Sylvia Chapman veya arkadaşları kadını öldürdüler kutuya koydular ve kaçtılar. | Open Subtitles | ثمة أمر حتمي، "سيلفيا تشابمان" أو أصدقاءها قتلوا السيدة |
Tüm bunların Tomoko ve arkadaşları ile son bulması gerekirdi. | Open Subtitles | كان يتوجب أن ينتهي مع توموكو و أصدقاءها . |
arkadaşlarını kendinden uzaklaştırdı. İlişkilerini mahvetti. | Open Subtitles | نفَّرت أصدقاءها منها ودمّرت كلّ علاقاتها |
arkadaşlarını öldürmeleriyle aynı sebepten olabilir. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي قتله أصدقاءها له |
- arkadaşlarını ziyaret ediyordur kesin. | Open Subtitles | أنا واثق أنها تزور أصدقاءها وحسب |
Kimseye anlatmıyordu, ne arkadaşlarına ne ailesine; | Open Subtitles | لم تخبر أحداً بعد ...لا أصدقاءها ولا أفراد عائلتها. كانت |
arkadaşlarının gelmesine izin veriyorum. Özür dileyecek değilim. | Open Subtitles | أدع أصدقاءها يزورونها لن أعتذر |
Bütün Arkadaşlarıyla tanıştım. | Open Subtitles | قابلت جميع أصدقاءها |
Koğuştaki arkadaşlarından biriyle mi? İyi fikir. | Open Subtitles | ربما تحدثت قليلاً مع أصدقاءها من داخل الجناح, فكرة جيدة |
Dostlarına ihanet eden hainlere bu olur. | Open Subtitles | هذا ما يحلّ بالجرذان التي تخون أصدقاءها |