Şu an yatağımda olduğuna inanamıyorum. İçeri pencereden girdiğine inanamıyorum. Biliyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ في سريري ولا أصدق أنكِ أتيتِ عبر النافذة |
Bu parti sevmez götleği evden çıkarıp buraya getirebildiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تمكنتِ من سحب هذا اللعين الغير حزبي |
Geçen gece çalıştığına inanamıyorum. Çok yorulmuş olmalısın. | Open Subtitles | أنا لا أصدق أنكِ عملتي ليلة أمس لابد أنكِ متعبة |
Bunun için para ödediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق أنكِ تدفعين النقود من اجل هذا |
Hiçbirini izlemediğine inanmıyorum. Woodsboro'da yaşıyoruz. Woodsboro'yla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ لم تريه نحن نعيش فى " ويزبرو" |
Yaptığım adiliklerden sonra hâlâ yanımda olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ ما زلتِ في صفي بعدما كنت وغداً |
Babam için Cal Cooper'ı terk ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ إنفصلتِ مع كال كوبير لتخرجي مع أبي |
Hala bezik oynamayı biliyorum inanamıyorum. Değil gençlerin bir sürü artık, biliyorsun. | Open Subtitles | ما زلت لا أصدق أنكِ تعرفين كيف تلعبين لعبة البيناكل |
Doğum günümde benden ayrıldığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنكِ ستنفصلين عني يوم عيد ميلادي. |
Ben de zaman farkını anlayamadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ لم تتمكني من حساب فارق التوقيت بعد |
Kayış gibi tavuklu yemeklere gitmek için ajanlığı bıraktığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تتخلين عن العمل الميداني لأجل عشاء دجاج مطاطي |
Onunla işbirliği yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصدق أنكِ قد تعاونتِ معه أرجوكِ، تعالي معنا |
Beni bu adam için terkettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | مازلت لا أستطيع أن أصدق أنكِ تركتينني من أجل هذا الرجل |
Bunu söylediğine inanamıyorum. Biliyor musun? | Open Subtitles | أكاد لا أصدق أنكِ قلتِ هذا للتو حسناً، أتعلمين؟ |
6 yaşındaki biri tarafından terk edildiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أوه، لا أصدق أنكِ هجرتي من قبل طفل في السادسة |
Bu insanlara yardım edebilmek için herkese yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ كذبتِ على الجميع لتساعدي هؤلاء الناس |
Beni gördüğünde dolaba saklandığına inanamıyorum | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ اختبئتِ في الخزانة عندما رأيتينني قادم |
Lanet olsun, biliyor musun, bu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | يا للهول، أتعلمين ؟ لا أصدق أنكِ على وشك فعل هذا |
Bu kadar iki yüzlü olabildiğine inanamıyorum! Sakın bir daha beni arama! | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ مخادعة بهذه الطريقة لا تتصلي بي مجدداً |
Nasıl sahte kimlik yapılacağını bildiğine inanamıyorum anne! | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ تعرفين كيفية صنع بطاقة هوية مزيفة |
Ona hiçbir planlamadığını söylemediğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ لم تخبريه أنك لم تجهزي شيئا |