Çok ısrar ettiğin için deneyeceğim... ama kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum. | Open Subtitles | سأحاول هذا لأنك أصرّيتِ بشدة ولكني لا أعلم إذا ما كان سيوافق |
Aman tanrım, Liz. Bunu yapmakta ısrar etmen çok iyi oldu. | Open Subtitles | أنا سعيدة جدا لأنكِ أصرّيتِ عل فعل ذلك |
Otele giriş yaparken, doğuya bakan ve yedinci katın altında olmayan bir oda için ısrar ettin mi, etmedin mi? | Open Subtitles | عندماحجزتِغرفتكِفيالفـُندق، هل أصرّيتِ أم لم تُصرّي على... على الحصول على غرفة على الواجهة الغربية وليس في طابق أقل من الطابق السابع؟ |