O, çok ikna edici bir adam. Gitmek için ısrar etti. | Open Subtitles | أوه ، انه رجل مقنع جدا لقد أصرّ على الذهاب |
Ama, o kalmamız için ısrar etti. | Open Subtitles | لإنك سوف تقلقين علينا لكنه أصرّ على البقاء |
Bir asır veya daha uzun süre sevgiyle anılasınız diye çeşme yaptırmakta ısrar ediyorum. | Open Subtitles | يجب أن يتذكّرك الجميع باعزاز حتى بعد مرور قرن أو أكثر، لهذا أصرّ على بناء بئر، أبّى |
Babamdı, hiçbir özel tedavi olmaması konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | كان ذلكَ أمر والدي, فقد أصرّ على عدم وجود معاملة خاصّة |
Geceyi evinde geçirmemiz için ısrar ediyor. | Open Subtitles | لقد أصرّ على أن نقضي الليلة في مسكنه. |
Oldukça yüksek olmasına rağmen, düğün masraflarını üstlenmek için ısrar etmişti. | Open Subtitles | لقد أصرّ على دفع ثمن حفل الزفاف، حتى ولو كانت التكاليف كبيرة. |
Planlandığı gibi programımızla Dünya'ya dönmemize izin verilmesinde ısrar edeceğim. | Open Subtitles | أصرّ على إعاداتنا إلى الأرض كما هو مقرّر |
Şarkı söyleme konusunda diretiyor. | Open Subtitles | أصرّ على الغناء |
Evet ama seninle yüz yüze görüşmem için ısrar etti. | Open Subtitles | أجل ، ولكنه أصرّ على أن أقابلكِ وجهاً لوجه |
Ve sonra dün, geçmişini geride bırakmak için hazır olduğuna ısrar etti. | Open Subtitles | ومن ثم بالأمس، أصرّ على أنّه مستعد لترك ماضيه خلفه. |
Anti-radikaller bölümünün başına geçmemde ısrar etti. | Open Subtitles | أصرّ على أن أرأس قسم جديد لمكافحة التطرّف. |
Hayır, hiçbirinin bir bağı yok. Babam bunda ısrar etti. | Open Subtitles | لا، إنّهم خالون مِن الارتباطات والدي أصرّ على ذلك |
Aileyle tanışmak için ısrar ettiğinde kalbim ona karşı gelemedi. | Open Subtitles | عندما أصرّ على مقابلة أسرتي. قلبي لم يستطع إنكاره. |
Evet, güzel, ben genellikle müziğin sizi alıp... Bir yerlere götürmesine izin vermeniz için ısrar ederim. | Open Subtitles | نعم, حسناً, أنا عادةً أصرّ على أن تتركي الموسيقى تأخذكِ إلى مكانٍ ما. |
- Buraya gelmek için ısrar ettiğini duydum. | Open Subtitles | يبدو و أنّك أنت الّذي أصرّ على القدوم هنا |
Kesinlikle, bunda ısrar ediyorum. | Open Subtitles | أتريدني أن أغير الإسم عليه؟ يجب أن أصرّ على أن تغير الإسم |
Pekâlâ, ilerleme kaydedeceksek doğru malzemeleri kullanmakta ısrar ediyorum. | Open Subtitles | حسناً، لو قرّرنا العمل عليه الآن، فإنّي أصرّ على استخدام المواد المناسبة. |
Tamam, peki, sana hemen geri ödeme konusunda ısrar ediyorum. 9.99 değil mi? | Open Subtitles | حسناً، أصرّ على أن أسدد لكِ ثمنه فوراً |
Anonim olarak kalma konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | لقد أصرّ على ابقاء هويته مجهولة |
Tepeye çırılçıplak çıkalım diye epey ısrar etmişti. | Open Subtitles | و أصرّ على البقاء على التلّ عاريين تماماً |
Biraz daha kalmanız için ısrar edeceğim. | Open Subtitles | أصرّ على أن تبقوا فترة أطول |