ويكيبيديا

    "أصلاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bile
        
    • zaten
        
    • ki
        
    • çoktan
        
    • hiç
        
    • başta
        
    • ilk
        
    • aslında
        
    • tabii
        
    • dahi
        
    • şimdiden
        
    • baştan
        
    • başlangıçta
        
    Veya çekleri göndermesek bile onlar aradığında, "Temizlik Servisi" numarası yapabiliriz. Open Subtitles أو لا نرسل الشيك أصلاً وعندما يتصلون نتظاهر بأننا خدمة التنظيف.
    3 küme oluşturacağız. Muhtemelen JellyBean değil, kesinlikle JellyBean değil Kedi bile değil. Open Subtitles سضع ثلاث حلول 1ليس جيلي بين 2أكيد ليس جيلي بين 3ليس قطاً أصلاً
    Valinin eş ziyaretini yasaklaması zaten yeterince kötüydü, şimdi de bu. Open Subtitles مِن السيء أصلاً أن يَمنعَ الحاكِم الزِيارات الزَوجية، و الآن هذا.
    - Sormak mı? zaten neler olabileceğini biliyorlar ve birçoğu sorun çıksın istemiyor. Open Subtitles فهم يعلمون أصلاً مالذي قد يحدث و أغلب الناس لا يريدون أي مشاكل
    Bu yeni gerçekler ışığında, ki bunlardan çoktan haberdardım harekete geçmeliyiz! Open Subtitles في ضوء هذه الحقائق المستجدة، حيث أدركت الآن بأني كنت أدرك أصلاً بأن عليّ التصرّف.
    O lanet yere neden gidiyorum ki sanki... Open Subtitles لا أعلم لماذا اشتريت هذا المنزل هناك أصلاً.
    Buna razı olmamızı istiyorsunuz ama ne dediğinizi bile anlamıyoruz. Open Subtitles تريدنا أن نوافق على هذا؟ لا أفهم عم تتحدث أصلاً
    Bir hafta sonunda sıkılmış olmasaydın bu arkadaşlık var olmayacaktı bile. Open Subtitles لولا أنك كنتَ تشعر بالملل في ذاك اليوم، لما كانت أصلاً
    Bakın, bunlara olanak verme gibi bir seçeneğimiz yok. Lafı bile geçmeyecek. Open Subtitles إسمعوا ضياع هذه الصفقة منا ليس خياراً إنه أمر غير مطروح أصلاً
    - Bu iş çok yanlış yerlere varabilir. - Vardı bile. Open Subtitles هذا يمكن أن يكون خطأ جداً لقد كان من البداية أصلاً
    Ne olmam gerektiğini ben bile bilmiyorum. Sen nasıl yardım edeceksin? Open Subtitles أنا أصلاً أجهل ما يفترض بي أن أكون كيف ستساعد أنت؟
    Bunun kalp ekzersizi olmadığını söylüyorlar, gerçi tatlı kızlar gibi ateşli hatunlarla yoga yapmak senin kanını hareketlendirmez, sen zaten ölüsün. Open Subtitles إنهم يقولون أنها ليست رياضة ولكن إن بقيت مع أولئك الحسناوات في اليوغا ولم تنضخ الدماء في عروقك فانت ميت أصلاً
    Ya da dünya zaten kendini kurtarırken, onu kurtarman gerektiğini düşünüyorsun. Open Subtitles أو تظن بأنك بحاجة لإنقاذ العالم و هو ينقذ نفسه أصلاً
    - Akli dengesi yerinde görünüyor. - Bunu zaten söylemiştin. Open Subtitles ـ حالته العقلية تبدو طبيعية ـ لقد أخبرتك بذلك أصلاً
    zaten biliyordun... Oyun geçmişimin tamamını. Sadece bir tahmin değildi. Open Subtitles كنت تعرف أصلاً كامل تاريخي في اللعب، لم يكن تخميناً
    Mesele şu ki, biz asla bu kadar fazla cezalandırılmamalıydık. Open Subtitles أصلاً من المفترض أننا لم نعاقب من البداية
    Kerry niye amigo olmak istesin ki? Open Subtitles لماذا قد ترغب كيري أصلاً بأن تصبح مشجعة ؟
    Bir balo olacağını nasıl bilebiliriz ki? Open Subtitles كيف لنا أن نعرف أنه سيكون أصلاً هناك إحتفال
    çoktan yaptığın bir şey için beni ikna etmeye mi çalışıyorsun? Open Subtitles هل تـحاول أن تقنعني بفعـل شيئاً فعلته أنت أصلاً مسبقاً ؟
    Buraya daha önce hiç gelmedim. Ayrıca neden böyle bir şey yapayım? Open Subtitles لم آتِ إلى هنـا مسبقاً ، ولِمَ قد أفعل ذلكَ أصلاً ؟
    Ama açıklamadığı bir şey vardı neden entropi en başta düşüktü? TED ما لم يشرحه هو لماذا كانت الإنتروبيا منخفضة أصلاً في البدء.
    Bu yüzden onun yerine, yeni jenerasyon video sensörlerine baktık, ilk başta gece görüş gözlüklerinde kullanılmak üzere yapılmışlardı. TED بدلاً من ذلك، نحن انتقلنا إلى جيل جديد من أجهزة الاستشعار، والفيديو أنشئت أصلاً للاستخدام في النظارات الرؤية الليلية.
    Beni geçen gördüğünde aslında erik yiyor oluşumun önemi de yok. Open Subtitles ناهيكِ عن أني كنت آكل البرقوق أصلاً حين قابلتني صباح اليوم
    Bir köylü, yalnızca eve geldiğinde gürültü yapar, tabii eğer eve gelirse. Open Subtitles من ينتمي الى الطبقة العاملة دائما ما يصدر الضجيج عندما يعود الى البيت ان عاد الى البيت أصلاً
    Babamla annem kavgaya başlayacaksa, onlara parti dahi istemediğimi söyle. Open Subtitles مارثا, إن بدأ أمي وأبي بالتخطيط لشيئ ما قولي لهم أني لا أريد حفلة لم أطلب منهم حفلة أصلاً
    Bana ne Melanie'den! şimdiden hasta. aslında bebeğini doğurmaması gerek. Open Subtitles إنها مريضة بالفعل لم يكن مفروضاً أن تحمل أصلاً وربما تمر بوقت عصيب
    Bence Whipple'ı yapmaya baştan beri niyetiniz yoktu. Open Subtitles ‫أتعلم رأيي؟ ‫أظن أنك لم تنو إجراء العمليّة أصلاً
    başlangıçta bir aşk baladıydı, ama ona biraz hareket kattım. Open Subtitles كَانَت أصلاً أغنية حبِّ شعبية لَكنّني عدلت عليها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد