Tatil görüntülerini çekiyorum. Yıllar sonra izlenecek bir şey. - Hem de tekrar tekrar. | Open Subtitles | أصور عطلتنا كي نراها بعد عام من الآن مرة بعد مرة بعد مرة بعد مرة |
Ama ben fotoğraf çekmiyorum, film çekiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أصور صوراً ضوئية. أنا أصنع الأفلام |
- Siperi çekmek istemediğinden emin misin? - Hayır. | Open Subtitles | هل أنت واثقة أنك لا تريدننى أن أصور الخندق ؟ |
Gerçekten anlamanızı istediğim önemli bir nokta da: Bu bir hızlandırılmış Çekim değil, bu, benim gün ve gece boyu fotoğraf çekmemle oluşuyor. | TED | و العنصر المهم الذي أريدكم يا أصدقاء أن تفهموه هو: ليست هذه لقطات متتابعة، هذا أنا أصور طوال النهار والليل. |
Bu ayini filme alırken, burada bir şeylerin sonuna tanık olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | بينما كنت أصور هذا الطقس عرفت بأنني عاصرت شيئا سينتهي قريبا |
Lanet olası şeyi ben çekerim! | Open Subtitles | سوف أصور الحدث اللعين بنفسي رحلة سعيدة حسنا |
Müşteri getirtmeye yardımcı olmak için, benden onun Denizkızı gösterisini çekmemi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصور عرض حورية البحر الخاص به للمساعدة في جلب الزبائن |
Ben orada gergedanın, zebranın falan fotoğraflarını çekiyordum. | Open Subtitles | كنت في الخارج أصور الحمير الوحشية ووحيد القرن |
-Evet, çocukları kaydediyorum. | Open Subtitles | ـ كلا .. إننى أصور هؤلاء الصبية |
Berbat bir durum. İlk defa hortum fotoğrafı çekiyorum ve bizi camları olmayan bir odaya sürüklüyorlar. | Open Subtitles | هذا سيء, أول مرة أستطيع أن أصور اعصار حقيقي |
Buz tepesinin üstünden gelen fırtınayla birlikte penguenleri çekiyorum. | Open Subtitles | إنّي أصور البطاريق لا غير وسط رياح العاصفة العاتية هذه |
Merak etme uzun mercekle çekiyorum yani mesafeyi sıkıştırıyor. | Open Subtitles | ولا تقلقي، أنا أصور من بعيد لذا قللت المسافة |
Artık filmi cep telefonumla çekmek zorundayım. | Open Subtitles | والآن يجب أن أصور الموضوع كله بهاتفي المحمول |
Doğru, bu laboratuarda senin özel konuk olacağın özel bir bölüm çekmek istiyorum. | Open Subtitles | نعم، أود أن أصور حلقة خاصة هنا في مختبرك معكِ كضيفتي العلمية المميزة جداً |
Bu su dolu, küçük taşra şehrinde Çekim yapmam. | Open Subtitles | ولن أصور هنا في هذه المقاطعة الصغيرة المغمورة بالمياه |
Burada, bunu filme almak için dışarı sarkmıştım. | Open Subtitles | الآن ، ها أنا ذا متعلق في الخارج أصور هذه اللقطة |
Ancak bir alet kullanmasını öğretmek için seks kaseti çekerim. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي سيجعلني أصور شريط جنسي سيكون التعليم |
Gloria, Manny'nin doğum gününü çekmemi istedi. Anne. | Open Subtitles | غلوريا طلبت مني أن أصور حفلة عيد ميلاد ماني,أمي |
Oaa, bilirsin, ben grubu çekiyordum. Sen? | Open Subtitles | أنا هنا لكي أصور مجموعة وأنتي؟ |
Yes, Ellie işe yarar ne olursa çek demişti, ben de herşeyi kaydediyorum. | Open Subtitles | نعم , (اليوت) يقول لي أن لا يوجد مشاهد جيدة فلهاذا سوف أصور كل شيء |
Anneni doğum yaparken kayda almanın iyi bir fikir olabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً, توقعت أنها فكرة جيدة أن أصور أمك و هي تنجبك |
Delikler kapanmadan birkaç poz çekeyim dedim. | Open Subtitles | لقد كنت أريد أن أصور بعض الصور ، قبل أن تنغلق الثقوب |
ve şimdi size küçük bir video göstereceğim, bu resimleri çekerken benimle olmanın nasıl olduğuyla ilgili fikir vermesi açısından. | TED | و سأريكم شريطا صغيرا يعطيكم فكرة عن الذي يجري معي عندما أصور هذه الصور. |
Ben de onun yerine bir video çeksem olur mu diye sordum. | Open Subtitles | وقد سألت اذا كان من الممكن أن أصور فيديو بدلا من الكتابة |
O andan beri kameramanlarla uğraşmıyorum. Kendi işimi kendim yapıyorum. | Open Subtitles | لم أتعامل مع مصور منذ ذلك الحين، أصور بنفسي |