Ailen niçin ölü bir adam için fazladan para versin ki? | Open Subtitles | لماذا تدفع عائلتك مبلغ أضافي من اجل راحة رجل ميت ؟ |
Federal hapisanede, babalar günü için babanla 5 dakika fazladan... görüşmene izin verdiklerini duydum. | Open Subtitles | في المكان الفيدرالي، سوف تحظين بوقت أضافي مع والدكِ في عيد الأب. |
Federal hapisanede, babalar günü için babanla 5 dakika fazladan... görüşmene izin verdiklerini duydum. | Open Subtitles | في المكان الفيدرالي، سوف تحظين بوقت أضافي مع والدكِ في عيد الأب. |
10 yıldan sonra, 1400 çocuk keman çalmasını öğrendikten sonra bu sadece basit bir ekstra program demek. | Open Subtitles | بعد عشر سنوان , بعد الف وأربعمئة طفل تعلم على الكمان هذا أصبح برنامج أضافي ؟ |
Sende tutunabileceğin bir direksiyon var, ekstra tutuş hissi verir. | Open Subtitles | لــديــك , مـقـود الـسـيـارة للتمسك به , مَمسك أضافي |
Rehberler çıkıp Güney Zirvesi'ne ekstra oksijen bırakacak. | Open Subtitles | "شيريا" سوف يصعدون للأعلى ويتركون أوكسجين أضافي على القمة الجنوبية |
Nazik ol! Credit Plus | Open Subtitles | سيَكُونُ لطيفاً، أئتمان أضافي. |
fazladan çalışmak için gelmiştim. | Open Subtitles | لقد ظننت أن بإمكاني القدوم وكسب وقت أضافي في الأستوديو |
Kahveci çocuk fazladan bir şeyler eklemiş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن عامل القهوة قد اضاف عليها شيء أضافي |
Tamam, acil durumlar için bende fazladan var. | Open Subtitles | حسناً, أنا أملك أضافي تعلم, للحالات الطارئة |
Akademinin çevresine fazladan gardiyan yerleştirildi. Onları kimse aşamaz. | Open Subtitles | لدينا حرس أضافي لمراقبة محيط الأكاديمية لا يستطيع أحد الدخول |
- Çünkü orası fazladan kredi için. | Open Subtitles | هذا طلب أضافي ليس من الضروري أن تعملة |
Ayrıca fazladan bir astım cihazı da getireceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | لكنني أخبرتها أنني سأحضر مستنشق أضافي. |
Bizimki gibi bir görevde fazladan bir mühendisin işime yarayacağını söylemek zorundayım. | Open Subtitles | لكني سأكون غير مهتماً إذا لم يذكرعلىالأقلبأن مهمة... مثل مهمتنا يُمكن بالتأكيد أن تكون بحاجة لمهندس أضافي. |
ekstra biraz birşeylerin olsun diye. | Open Subtitles | حتى تحصل على شيء ما أضافي قليلاً |
Bay mMedina ekstra krediyi böyle mi alacağım? Çünkü bu kızın bir sınava gitmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | سيد (ميدينا), هذا عمل إئتماني أضافي لأن (ميسي) كان لابد لها أن تأخذ الأختبار |
- Peynir 50 sent ekstra oluyor. | Open Subtitles | الجبن بي 50 سنت أضافي |
Evet. Ve her madalyayla birlikte bedava ekstra peynir, değil mi Billy? | Open Subtitles | أجل، وجبن أضافي مع كل ميدالية، يا (بيلي)؟ |
Bir tane baharatlı çay. ekstra süt, karanfil olmasın. | Open Subtitles | واحد شاي (ماسالا) و حليب أضافي |
Ama onun adı Kredi Plus, öde Plus değil! | Open Subtitles | لَكنَّه يُدعَى إئتمانَ أضافي، ليس شحنَ أضافي! |