| Travma sonrası stres bozukluğu için terapiste gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أذهب إلى طبيب نفساني ليعالجني من آثار الصدمة |
| Başka bir arkadaşıma yardım etmek için diğerinden çalmak zorunda kaldım ve biri öldü. | Open Subtitles | أضطررت أن أسرق من صديق لمساعدة آخر وشخص ما مات |
| Kafatasının içindeki basınç düşene kadar flepi açık bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أترك جمجمتها مفتوحة حتى ينخفض الضغط بمخها |
| Yüzemedim bile. Köpekbalığı da vardı gerçekten, ondan kaçmam gerekti. | Open Subtitles | بالكاد أجيد السباحة وكان هناك قرش، لذا أضطررت أن أهرب. |
| - İkisini getirttim ama salmam gerekti. | Open Subtitles | إعتقلت إثنين منهم و لكنني أضطررت أن أسمح لهم بالذهاب تم التحقق من أعذار الغياب |
| İlahiyat Fakültesi'ne gidebilmesi için ona yeni bir tane almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أشتري لها واحدة أخرى حتى تستطيع الذهاب لمدرسة إلهية |
| Sahibini yataktan kaldırmak zorunda kaldım. Pek bir söylendi. | Open Subtitles | أضطررت أن أُوقظ المالك كان مستاء حيال الأمر |
| Arabanın camlarını kaldırdım, yüzümü peçe ile örttüm, toplum içindeyken konuşmadım. Ama nihayetinde, hayatım tehdit altında kalınca durum daha da kötüleşti, orayı terk edip Karaçi'ye dönmek zorunda kaldım | TED | كنت أغلق نوافذ السيارة أُغطي وجهي و لا أتكلم في الأماكن العامة ثم أخيراً ساءت الأمور جداً عندما تعرضت حياتي للتهديد و أضطررت أن أعود أدراجي الى كراتشي و من ثم توقفت كل أعمالنا |
| Şehri boydan boya yürümek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أذهب طول الطريق عبر المدينة |
| bir iş için ofise gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أرجع الى المكتب للعمل |
| Burada ne aradığımı sorgulamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أسأل نفسي لماذا جئت لهنا. |
| Öldürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أقتله. |
| Ona çiftliği vaat etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أعده بالمزرعة ماذا؟ |
| Geri kalan her şeyi satmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت أن أبيع كل شيء غير ذلك |
| Anthony'yi gazeteleri almak için getirdiğimde tuvalete gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ،عندما، أنا جلبت (انثوني) للمنزل من أجل توزيع الصحف .أضطررت أن أذهب للحمام |
| Han'ı umursadığımı kabullenmek zorunda kaldım! | Open Subtitles | (لقد أضطررت أن أعترف أنني أهتم بأمر (هان |
| Ankesörlü telefon için 10 blok yürümem gerekti. | Open Subtitles | أضطررت أن أمشي 10 شوارع إلى الهاتف العمومي. |
| Hanna olduğunu anlamam için iki kere bakmam gerekti. - Değil mi? | Open Subtitles | لقد أضطررت أن أنظر مرتين لأتاكدإنهاكانت"هانا ". |
| Otobüs pantolonumu gitmem gerekti. | Open Subtitles | لقد أضطررت أن ألبس سروال الحافلة |
| Onlara tümörü anlatmam gerekti, Martin. | Open Subtitles | أضطررت أن اخبرهم عن الورم, يا (مارتن) |