Sizi bu duruma sokmak benim için doğru değildi ama çok özür dilerim bebeğim. | Open Subtitles | لم يكُن من العدل أن أضعكِ في ذلكَ الموقف. |
Bak, gerçekten seni bu işin içine sokmak istemiyorum, ...ama umuyorum ki sen babama beni gördüğünü ve iyi olduğumu söylersen, | Open Subtitles | اسمعي، أنا لا أريد أن أضعكِ في موقفٍ محرِجٍ بسببي لكن ظننتُ أنه لو كان باستطاعتِك أن تقولي لوالدي أنّكِ رأيتني و أنا بخير حقّاً |
Donna'ya söyledim çünkü seni garip bir konuma sokmak istemiyordum. | Open Subtitles | قلت لـ(دونا) لأنني لم أرغب أن أضعكِ في موقف مُحرج |
Ve seni taraf seçmeni gerektirecek bir duruma sokmayacağım. | Open Subtitles | و لن أضعكِ بموقف حيث؛ يتحتم عليكِ بهِ أختيار أحد الجانبين. |
Seni bir daha asla bu duruma sokmayacağım ve seni kötü kadın rolünde bırakmayacağım. | Open Subtitles | لن أضعكِ في هذا الموقف ابداً ولن اجعلكِ الشرطية |
Başını belaya sokmak istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أضعكِ في ورطة. |
Stacy, buraya iyice bir bak çünkü bir daha asla seni ve çocukları bu duruma sokmayacağım. | Open Subtitles | (ستايسي) ألقي نظرة جيدة في الجوار لأنني لن أضعكِ أبداً أنتِ والأولاد ثانية في مثل هذا الموقف |