Lauren değil galiba. | Open Subtitles | أظن أنها ليست (لورين) ؟ لقد كان هذا (لوكلين) |
Danny'yi buldular, o yüzden değil galiba... | Open Subtitles | لذا أظن أنها ليست كذلك أتعلم، لكن... |
Yeni ticari girişiminden haberi olmadığını sanıyorum. | Open Subtitles | أظن أنها ليست مُطلعة على أحدث مشاريعك العملية. |
Tüm hikayenin bu olmadığını sanıyorum. | Open Subtitles | أظن أنها ليست القصة كلها |
Güzel, çünkü ben de oraya göndermenin pek de iyi bir fikir olmadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | رائع، أظن أنها ليست فكرة جيدة إرساله الى هناك |
Çok basit, halkada hiç enerji yok, iki dakika öncesine kadar bunun bir problem olmadığını düşünüyordum, çünki uzaktan etkinleştirebilirim. | Open Subtitles | الأمر بسيط، لا يوجد أي طاقة في الحلقة من دقيقتين، كنت أظن أنها ليست مشكلة لأنه يمكنني أن أشغلها عن بعد |