Yalan söylememi gerektiren bazı nedenlerim olduğunu Kabul ediyorum. | Open Subtitles | أعترف أنه قد يكون لديّ بعض الأسباب للكذب |
Tuhaf olduğunu Kabul ediyorum. Ruhun ağırlığını ölçmeye benziyor. | Open Subtitles | أعترف أنه أمر غريب إنه تقريباً كوزن روح أحدهم |
Şimdi, tek başına suçluları tutuklama sayının rakipsiz olduğunu kabul etmeliyim. | Open Subtitles | الآن، من ناحية الاعتقالات من غير طلب تعزيز أعترف أنه لا مثيل لسجلك |
Ama kabul etmeliyim ki, şu anda çok uğraşıyor. | Open Subtitles | ولكني أعترف أنه بذل جهد صغير في هذه اللحظة |
Ama kabul etmeliyim ki, şu anda çok uğraşıyor. | Open Subtitles | ولكني أعترف أنه بذل جهد صغير في هذه اللحظة |
Başlangıçta biraz tuhaf olduğunu itiraf ediyorum ama şimdi herşey açıklığa kavuştu. | Open Subtitles | أنا أعترف أنه كان بعض الشيء غريباً بأدى الأمر،عزيزتي لكن الأن أنه أتضح الأمر كله |
İtiraf etmeliyim ki, Lordlar kamarasındaki koltuğundan vazgeçmeyi önerdiğin zaman akıl sağlığını sorgulamaya başladık. | Open Subtitles | أنا أعترف أنه عندما إقترحت فى الأول أن تهجر كرسيك فى منزل الأمراء أنا بدأت أشك فى قواك العقلية لكن .. |
Tamam, Kabul ediyorum, biraz garip biri ama bu yemekleri iptal edip duramayız. | Open Subtitles | حسناً أنا أعترف أنه متشدد بعض الشيء لكن لا يجب علينا أن نلغي كل شيء معه |
Dinle, biraz aşırı bir tepki verdiğimi Kabul ediyorum. | Open Subtitles | اسمعي ، انا أعترف أنه ربما يكون لدي ردود افعال كبيرة بعض الشيء |
Ve böyle olmasının ilk tercihim olmadığını Kabul ediyorum ama ilk tercihime sahip olamıyorum. | Open Subtitles | ونعم أيضاً، أعترف أنه لم يكن خياري الأول لكن لا يمكنني الحصول على خياري الأول |
Eğer bu kadar kafayı çekmek istiyorsan maksimuma gönderilmenin senin hatan olduğunu kabul et. | Open Subtitles | إذا كنت ... كنت أريد أن يحصل عال بشكل سيء للغاية ... أعترف أنه خطأك ان كنت تريدين العودة الى ماكس. |
Farklılıklarımız olduğunu Kabul ediyorum,... | Open Subtitles | أعترف أنه كان لدينا خلافاتنا |
kabul etmeliyim ki, bir anlığına beni neredeyse kandırıyordu. | Open Subtitles | والذي لابد وأن أعترف أنه قد لعب برأسي وأخافني للحظه |
kabul etmeliyim ki, bir anlığına beni neredeyse kandırıyordu. | Open Subtitles | والذي لابد وأن أعترف أنه قد لعب برأسي وأخافني للحظه |
kabul etmeliyim ki bu cesurca bir hareket Lex, fakat işe yaramayacak. | Open Subtitles | يجب أن أعترف أنه تصرف جريىء يا (ليكس)، لكنه لن يجدي |
Elimizde sadece bir leke varsa kanıtlarımızın biraz yetersiz olduğunu itiraf edeyim. | Open Subtitles | أعترف أنه ليس لدينا أدلة كل ما لدينا هو بقعة |
Bakın mağaza katında bir kasa bulundurmanın biraz garip olduğunu itiraf ediyorum ama orası insanların en son bakacağı yer olur diye düşünmüştük. | Open Subtitles | انظر، أنا أعترف أنه أمر غريب بعض الشيء وجود آمنة على أرضية المحل، لكن افترضنا أنه كان مكان آخر أن الناس ينظرون. |
Tıpkı Jenny gibi. İtiraf etmeliyim ki buna değer. | Open Subtitles | كما هي الحال مع جيني يجب أن أعترف أنه سيكون مستحقًا |
İtiraf etmeliyim ki hiç bir ev çiçeğini üç günden fazla canlı tutmayı beceremedim. | Open Subtitles | عليّ أن أعترف أنه لم يسبق لي أبدًا أن أنجح في إبقاء نبتة منزلية حية أكثر من ثلاثة أيام إنها جميلة |