Bunu arabada buldum. Bu adam için bir tutuklama emri. | Open Subtitles | وجدت هذا على السقف إنه إنذار أعتقال يخص هذا الرجل |
Tamam böyle iyi. Bunun anlamı altı haberleri için bir tutuklama yapacaksın. | Open Subtitles | حسناً هذا يكفي - مما يعني لديك أعتقال في أخبار السادسة - |
Şüphelilerin sorgularına devam eden polis yakın bir zamanda tutuklama olup olmayacağı ile ilgili yorum yapmayı reddetti. | Open Subtitles | بينما انهمكت السلطات في أستجواب المشتبه بهم رفضوا التعليق على إذا ما كانوا سيقوموا بعملية أعتقال في اي وقت قريب |
Personellerimden birinin NCIS ve Başkent Polisi tarafından tutuklanması yüzünden, liman kapatma tasarısı hakkındaki oylamanın ertelenmesini talep ettim. | Open Subtitles | لقد طالبت بتأجيل التصويت على مشروع قانون غلق الميناء بسبب أعتقال احد الموظفين لدى |
Tek tutuklanması, 2004'te haneye tecavüzdenmiş. Evet. | Open Subtitles | أعتقال واحد عام 2004 من إقتحام مسكن |
Babamın tutuklandığı bölgeyi de araştırmışlardı. | Open Subtitles | وتفحصوا منطقة أعتقال أبي أيضاً |
İşlerini yapıyorlar diye gazeteci tutuklayamayız. | Open Subtitles | لن أعتقال صحفيين لقيامهم بأعمالهم |
Şayet tutuklama emriniz yoksa, ki yoktu ve cinayetin failinin müvekkilim olduğuna dair makul bir şüpheniz yoksa, ki yoktu sorabilir miyim niçin onu tutuklayıp sonra da sokakta tartaklamak için yedi tane polis memuru gönderdiniz? | Open Subtitles | لذا ، في حال إذا لم يكن لديكم مذكرة أعتقال وهي ليست معكم وليس لديكم أي شك معقول |
Yanlış tutuklama yapmaktan dava açılmasını istiyorsun galiba. | Open Subtitles | ربما تريد مواجهة محاكمة أعتقال خاطئ |
Bu bir tutuklama. | Open Subtitles | وهذه عملية أعتقال |
Bir tutuklama yapmaya hazırlanıyorum hatta. | Open Subtitles | - فى الحقيقة سأقوم بأصدار أمر أعتقال ؟ |
tutuklama raporu elinde mi? | Open Subtitles | هل لديك تقرير أعتقال ؟ |
'Bu kanun dışı bir tutuklama.' | Open Subtitles | "وهذا أعتقال غير قانوني". |
Güzel bir tutuklama daha. | Open Subtitles | -ماذا تعنين؟ أعتقال جيد آخر |
Tebrikler Paulson. Dün geceki tutuklama için. | Open Subtitles | تهانينا يا (بولسون) على أعتقال ليلة أمس |
Benoit Labarie'in tutuklanması için emir aldım. Nerede? | Open Subtitles | لدي مذكرة أعتقال بحق (بنوا لاباري), أين هو؟ |
Sonrasında hatırladığım şey, Lofty'nin tutuklanması. | Open Subtitles | والشيء التالي الذي عرفته (تم أعتقال (لوفتي |
- MET, Kate'in tutuklanması için izin belgesi çıkarttı. | Open Subtitles | (ـ لقد أصدروا مذكرة أعتقال بحق (كايت |
Kurucu tutuklandığı zaman Lincoln Dittmann efsanen açığa çıktı. | Open Subtitles | عندما تم أعتقال "الأب المؤسس" أسطورة (لينكولن ديتمان) كانت قد كُشفت |
Şu an daha fazla detay alamıyoruz ama CNN Boston'da birinin tutuklandığı haberini geri çekti. | Open Subtitles | لا يمكننا الحصول على المزيد من التفاصيل في الوقت الحالي لكن شبكة (سي أن أن) تقوم بسحب التقرير الذي وضعته في وقت سابق بأن عملية أعتقال قد تمت في (بوسطون) |
Roddy Geiger'i veya herhangi birini kanıt olmadan tutuklayamayız. | Open Subtitles | لا يمكنُنا أعتقال ( رودي غيغر ) و لا أي شخصً أخر بدون أدلة |