O zaman benim ayrılmamın da bir ilgisi yok sanırım. | Open Subtitles | ثم أعتقد أنه ليس لديها ما تفعله معي المغادرة، إما. |
Bunu daha fazla ertelemenin artık bir anlamı yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس هناك مغزى من اعتمار هذه بعد الآن. |
Oturma odasının ortasında soyunmaman için bir neden yok sanırım. | Open Subtitles | بالتأكيد. أعتقد أنه ليس هناك سبب يمنعك من خلع ملابسه هنا في غرفة المعيشة |
Bir şiir için fena değil sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس سيئاً بإلنسبة لشاعر |
Benim kullandığım kadar ağır değil sanırım... | Open Subtitles | ...أعتقد أنه ليس بمثل الثقل الذي اعتدتُ عليه |
Kesin bilmiyoruz ama ciddi bir şey olduğunu sanmıyorum. Epey sakinleştirici verdim. | Open Subtitles | لسـت متأكدا ، ولكني أعتقد أنه ليس في أي خطر على حياته |
Üstesinden gelebileceğimiz bir durumda Amerika'nın karışmasına gerek olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | نحن يمكننا حل المشكلة أنا أعتقد أنه ليس هناك داعى لأن تشارك الولايات المتحدة فى هذا |
Atıcımız yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدينا ظهير رباعي |
Lelouch ile doğrudan karşılaşmaktan başka çarem yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدي خيار سوى أن أواجه ( ليلوتش ) مباشرةً |
Artık başka seçeneğim yok sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدي خيار الآن |
İkisi de değil sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس إحداهما |
O adamın göğsünden akan şeyin kan olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أي كان الذي خرج من صدر ذلك الرجل.. أعتقد أنه ليس دماء... |
Hayır, büyük olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لديّك الجرأة |
Başka seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum, Horrigan. Cehenneme gitmek için hazır mısın, Albay? | Open Subtitles | أعتقد أنه (ليس لنا أخيار يا(هارجين مستعد للذهاب الى الجحيم,أيها العقيد؟ |
Bunun sıradan bir kontrol olduğunu sanmıyorum, Agent Bellamy, zaten hükümet sizi bunun için görevlendirmedi mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس ،)سبب مجئيك، عميل (بيلامي لذا أكشف عن غرضك ودعنا نتحدث حوله ؟ |