nüfus hakkında bildiğimiz bir diğer şey nüfusta artış olması ama çoğumuz nüfusun değiştiğinin farkında değil. | TED | الآن، نعلم أن أعداد السكان في زيادة، لكن لا يدرك كثير منا أن هذا يتغير أيضًا. |
Ama aynı zamanda dünyada yiyecek fiyatları ve nüfus artıyor. Bu yüzyılın sonunda dünya nüfusunun on milyara ulaşması bekleniyor. | TED | لكن في نفس الوقت، تتزايد أسعار الغذاء العالمية وتتزايد أعداد السكان ومن المقدَّر أن يصلوا إلى 10 مليار نسمة بحلول نهاية القرن. |
Yakın zamanda Dünya Sağlık Örgütü, büyüyen küresel nüfus ve su, enerji, toprak gibi kaynaklara ulaşımın azalmasından dolayı 800 milyon insanın dengesiz beslenme ve gıda kıtlığından mağdur olduğunu açıkladı. | TED | أصدرت منظمة الصحة العالمية مؤخرا تقريراً يفيد أن 800 مليون شخص يعانون من سوء التغذية ونقص الغذاء وهو نتيجة للزيادة في أعداد السكان العالمي ذاته وعدم قدرتهم على الوصول للموارد كالماء والطاقة والأرض |
Ve Itsamia'daki nüfus inanılmaz biçimde... son on yılda ikiye katlandı. | Open Subtitles | والمذهل هنا في (إتساميا)، أن أعداد السكان تضاعف خلال العقد الماضي |
Ama size şunu söyleyebilirim ki şu istatistikten daha korkunç bir şey okumadım: nüfus artışını sürdürmek için önümüzdeki 50 yılda geçtiğimiz 10 bin yılda yetiştirdiğimizden daha fazla gıda yetiştirmeliyiz. | TED | لكن أستطيع القول أنني لم أقرأ شيئًا مخيفًا أكثر من هذا، وهذه هي الإحصائيات: لكي نواكب أعداد السكان المتزايدة، سنحتاج أن نزرع المزيد من الغذاء على مدار الـ50 سنة القادمة أكثر مما زرعناه على مدى الـ10,000 سنة الماضية مجتمعة. |
Her zaman nüfus artar | Open Subtitles | أعداد السكان في تزايد دائماً |