Sekiz yaşındayken babası infaz edildi. | Open Subtitles | و عندما بلغت سن الثامنه أعدموه |
Mossad yargısız infaz yaptı. | Open Subtitles | الموساد أعدموه بدون محاكمة. |
Onu öldürün demedim size. Bu anlaşmanın bir parçası değildi. | Open Subtitles | لم أقل أعدموه, لم يكن ذلك جزءاً من الصفقة |
Şafak sökene kadar gidin... sonra onu öldürün. | Open Subtitles | خذوه حتى الفجر ثم أعدموه |
O döneme göre tasarımları teknolojik olarak o kadar ilerideydi ki adamın sapık olduğunu düşünüp idam ettiler. | Open Subtitles | تصميماته كانت ذات تكنولجيا متطوره فى هذا الوقت,لذلك اعتقدوا أنه مهرطق لذلك أعدموه |
Onu tutukladıklarını sanmıştım ama evinde Kuran bulununca onu idam ettiler. | Open Subtitles | إعتقدت أنهم سيعتقلوه فقط و لكن عندما وجدوا القرآن في منزله أعدموه |
infaz ettiler! Tabii ki nefret ediyorum. | Open Subtitles | لقد أعدموه, و أنا فعلاً أكرهك |
Adalettir! İnfaz! | Open Subtitles | إنّها العدالة, أعدموه |
İnfaz edilmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | بدا وكأنّهم أعدموه. |
Babamı tutuklamadılar Wells; infaz ettiler! | Open Subtitles | لمْ يعتقلوا والدي يا (ويلز), بل أعدموه |
İnfaz ettiler. | Open Subtitles | أعدموه |
İnfaz ettiler. | Open Subtitles | أعدموه |
Şafak sökene kadar gidin... sonra onu öldürün. | Open Subtitles | خذوه حتى الفجر ثم أعدموه |
- Nathan, onu pislik dolu bir yerde idam ettiler! | Open Subtitles | -نعم. -ناثان" لقد أعدموه رمياً بالرصاص"! كان من الممكن أن يكون أنت. |
- Evet. - Nathan, onu pislik dolu bir yerde idam ettiler! | Open Subtitles | -ناثان" لقد أعدموه رمياً بالرصاص"! |