hakkında bildiğim utanç verici bir sırrı herkese anlatmakla tehdit ettim onu. | Open Subtitles | لقد هددته أن أخبر الجميع سرّه المخجل الذي أعرفه عنه |
Sadece onun için endişeleniyorum. Cal hakkında bildiğim bir şey onun iyi olacağıdır. | Open Subtitles | أنا قلقة بخصوصه لا أكثر - الشيء الوحيد الذي أعرفه عنه - |
Onu etkisiz hale getirmek için hakkında bildiğim her şeyi kullandım. | Open Subtitles | استخدمت كل ما أعرفه عنه لأجعله يستسلم |
Onun hakkında bildiğim tek şey bu. | Open Subtitles | أنّه ساحر. هذا كلُ ما أعرفه عنه. |