| Benimle konuşmadığını biliyorum ama bir şey açıklamalıyım. | Open Subtitles | , أعرف أنكِ لم تعودي تتحدثين إليّ , و هذا لا بأس به لكن هناك شيئاً عليّ أن أشرحه |
| Bu sorumluluğu senin istemediğini biliyorum ama ister hoşuna gitsin ister gitmesin, senin sorumluluğun. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تطلبى هذه المسؤولية لكن سواء اردتيها أم لا فهى مسؤوليتكِ |
| Böyle bir şey söylemediğinizi biliyorum. Bu söylemediğiniz. Beni aptal mı zannediyorsunuz? | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تقولي شيئاً كهذا لكن مالم تقوليه, هل تعتقدين أني غبيّ؟ |
| Kitabı beni kırmak için yazmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ لم تكتبي الكتاب لكي تؤذيني. |
| Anlaşmama inanmadığını biliyorum ama bu kararı vermek sana düşmezdi. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تؤمني قط بمعاهدتي، لكن ليس من حقّكِ اتخاذ هذا القرار. |
| Fikrimi sormadın biliyorum ama bence çıtayı biraz yükseltebilirsin. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تسأليني لكن اعتقد أن بإمكانكِ رفع المستوى قليلاً |
| Yapmadığını sandığını biliyorum ama işin, ilaçları idare etmek, değil mi? | Open Subtitles | انا أعرف أنكِ لم تفعلى هذا لكن عملك لديه إدارة على الأدوية , صحيح ؟ |
| Babamı senin öldürmediğini biliyorum, Zeyna. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تقتلي والدي يا زينا |
| - ... gitmediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ لم تلتحقي بالكلية من قبل. |
| Bak, bunu senin yapmadığını biliyorum. Yine de, bunun için seni suçlayacaklar. | Open Subtitles | إنظرى إلى، إننى أعرف أنكِ لم تفعلى ذلك |
| Bak, anneni kurtaramadın biliyorum. | Open Subtitles | انظري، أعرف أنكِ لم تستطيعي إنقاذ أمك |
| Bu partiyi sizin düzenlemediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ لم تقيمي الحفلة. |
| Yapmadığını biliyorum. Fakat bu olabilecek bir şey. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تتمكنين حسنًا هذا ما حدث |
| biliyorum, eğer beni önemsemiyor olsaydın böyle konuşmazdın, değil mi? Teşekkürler Mace. Gerçekten. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تكوني لتقولي ذلك لو أنكِ (لم تكونِ تهتمي بي، شكراً يا (مايسي |
| En kötüsü ne biliyor musun, Prue, senin almadığını biliyorum. | Open Subtitles | مهما كان ثمنه ( برو ) أنا أعرف أنكِ لم تسرقيه |
| Kimseyi incitmek istemediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ لم تقصدي أن تؤذي أحداً . |
| Georgina, kaplıcada olmadığını biliyorum Milo'nun kendi oğlum olmadığını da. | Open Subtitles | جورجينا ), أعرف أنكِ لم تكوني في المنتجع) وأعرف أن (مايلو) ليس ابني |
| Bak Alice, beni istemediğini biliyorum, ama şimdi burada olduğuma göre, sanırım arkadaş olmalıyız. | Open Subtitles | انظري يا (آليس) ، أعرف أنكِ لم تكوني تريدينني و لكن بما أنني الآن هنا أعتقد أنه من الأفضل أن نكون أصدقاء فحسب |
| Leith'in ailesi ile aranın iyi olmadığını biliyorum ama onlar da Daniel'in ailesi. | Open Subtitles | (أعرف أنكِ لم تتفقين جيداً مع عائلة (ليث لكنهم عائلة (دانيال) أيضاً |
| Yapmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لم تفعلي. |