"أعرف فقط" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Tek bildiğim
• Sadece bilmek
• Bildiğim tek
• Ben sadece
• Sadece bilmem

Ben de başka bir şey bilmiyorum. Tek bildiğim ölmüş olduğu.
لا، أنا لا أعرف الكثير عن ذلك في اي من الاتجاهين أنا أعرف فقط أنه ميت

Tek bildiğim huysuz biri bir çatlak olduğu...
أعرف فقط أنه سمكة عليلة رجل غريب ، وشرير

Tek bildiğim, Spence gayet iyi götürüyordu ve sen her şeyi berbat ettin.
. أنا أعرف فقط أن لديهم وقتا طيبا وأنك أفسدت كل شيء.

Sadece bilmek istiyorum, yani bir süreliğine yoktum, ...iki ay kadar ve bir anda sen annemin gözdesi oldun.
و أريد ان أعرف فقط , أنا رحلت لمدة شهرين و أنتِ فجأة المفضلة لدى أمي

Kıskançlık yapmıyorum, çünkü ben öyle bir tip değilim Sadece bilmek istiyorum.
ولا أشعر بالغيرة لأنني لست من هذا النوع ولكني أريد أن أعرف فقط, حسنا ؟

Bildiğim tek şey o benim sevdiğim adam değil.
أعرف فقط أنه ليس الرجل الذي أحبه

Ben sadece Hammer Tek, demirhanenin tanrı tarafından kullanıldığını biliyoruz.
أنا أعرف فقط تم استخدام المطرقة التي كتبها تك، إله تزوير.

Sana sıkıntı yaratmaya çalışmıyorum. Sadece bilmem gerek.
لست أحاول أن اسبب لكِ أي مشاكل أريد أن أعرف فقط

Tek bildiğim ne kadar berbat bir durumda olduğumu anlatmaktan artık bıkıp usandığım.
أعرف فقط بأني تعبت من أخباركم كم ذلك مقزز

Tek bildiğim dünyadaki tüm anormallerin yok oluşunu durdurmak için sadece bir kaç günümüz var.
أعرف فقط أن لدينا أيام معدودة لإيقاف قتل كل طفرة على وجه الكرة الأرضيّة

Değilim. Tek bildiğim, şu emrinde çalıştığın uyuzların, şahsi ihtiraslarından fazla hiçbir şey ile ilgilenmedikleri.
أعرف فقط أن هؤلاء الأغبياء الذين تعمل لصالحهم

Tek bildiğim bugün iki iyi adam kaybettiğim.
أنا أعرف فقط بأنني فقدت شخصين جيد اليوم.

Tek bildiğim, diyaromada gördüklerim.
أنا أعرف فقط ما أراه في النماذج التمثيلية

Tek bildiğim Fogg'un yaşayan en dakik adam olduğudur.
أنا أعرف فقط أن فوج" هو الرجل الأكثر دقة فى المواعيد على قيد الحياة "

Anne, sadece soruyorum. Sadece bilmek istiyorum.
أنا أسأل فحسب يا أمي أريد أن أعرف فقط

Sadece bilmek istiyorum.
أريد أن أعرف فقط

Bildiğim tek şey Cottonmouth ölünce bu adam peyda oldu ve her şey yeniden tepetaklak oldu.
أعرف فقط أن هذا الرجل ظهر, بعد موت"كوتنماوث", وفجأة تغير كل شيء.

Bildiğim tek şey kayıp olduğu.
أنا أعرف فقط أنّها مفقودة.

Ben sadece herkesin buradan memnun olduğunu biliyorum.
. أنا أعرف فقط أن كل شخص مُرحبْ به هنا

Sadece bilmem gerekeni biliyorum.
أعرف فقط ما أحتاج أن أعرف،