İşlerine gelince İngilizce'yi anlıyorlar. Ben Meksikalılarla başa çıkmayı bilirim. | Open Subtitles | أعرف كيفية التعامل مع المكسيكيين فقـد كنت أفعلهـا طـوال حياتي |
İnsanlarla nasıI idare edeceğimi ve kazanan tarafta olmayı bilirim. | Open Subtitles | أنا أعرف كيفية إدارة الرجال واعرف كيفية اختيار الجانب الفائز |
Tabii buna asla gerek olmazdı, çünkü ben kadınlarımı tatmin etmesini bilirim. | Open Subtitles | ليس ذلك كان لديك أي وقت مضى ل، لأن أنا أعرف كيفية الحفاظ على النساء بلدي راض. |
Sanırım onları nasıl bulacağımı biliyorum. Her şey birbiriyle bağlantılı. | Open Subtitles | , أعتقد أنني أعرف كيفية العثور عليهم فكل شيء متصل |
Her şey tamam, ama uygulamada bu işin nasıl yapılacağını bilmiyorum ben. | Open Subtitles | إذًا، لديّ تعليمات ولكن لا أعرف كيفية سيرورة ذلك من الناحية العملية. |
Senin için nasıl yapılır bilmiyorum. Haklısın, doğru adam ben değilim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيفية القيام إليك، أنت على حق لا أستطيع. |
Ona ben öğretebiliriim. Tamam o zaman. | Open Subtitles | ما زلت أعرف كيفية تنفيذ كل شيء يمكنني تعليمه |
Romantik aşkı bilirim, yalnız yabancılara özgü değil. | Open Subtitles | أنا أعرف كيفية القيام الرومانسية اليمين. وليس فقط للأجانب فو فو. |
Rüzgâr nasıl yapılır, bilirim. Onu her zaman duyarım. | Open Subtitles | فأنا أعرف كيفية عمل الرياح، كنت أسمعها دوما |
Kendi başına çocuk büyütmenin nasıl bir şey olduğunu bilirim. | Open Subtitles | أنظري , أنا أعرف كيفية رعاية صبي وحدكِ شاقة |
Onların ciğerini bilirim ben, tamam mı? İnsanların düşündüğü kadar güvenilir insanlar değiller. | Open Subtitles | أنا أعرف كيفية سير تلك الأمور حسناً انهم لا يُعتمد عليهم كما يعتقد الناس |
Dikiş atmışlığım var. nasıl konuşulacağını bilirim. | Open Subtitles | سابقاً عندما كنت في مناوبة قسم الطوارئ أنا أعرف كيفية التحدث معهم. |
Bu insanların nasıl davrandığını nasıl düşündüğünü ve konuştuğunu bilirim. | Open Subtitles | أعرف كيفية التصرف، كيف يفكرون، وكيف يتحدثون. |
Bir sorunlunun onu öldürmeden sorununu nasıl yok edebileceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيفية إزالة اضطراب من شخص بدون قتله |
Size Svaziland'dan nasıl hikaye bulunur söyleyemem. | TED | لم أستطع أن أعرف كيفية إيجاد مصدر قصة من سوازيلاند. |
Geçimlerini sağlamak için suyun nimetlerine nasıl bağlı olduklarını bilmek isterim. | TED | أريد أن أعرف كيفية إعتمادهم على سخاء المياه في حياتهم. |
gazetenin nasıl işletileceğini bilmem. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيفية إدارة الصحف وأحاول تجربة كل شيء يدور فى ذهنى |
Sana nasıl teşekkür edeceğimi bileimiyorum Sana minettarım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيفية الدفع. سأكون ممتنا إلى الأبد. |
Sonra sen benim üstüme çık veya ben senin üstüne. nasıl yapıldığını biliyorum. | Open Subtitles | ـ أو قد أحصل على القمة منك ـ أعرف كيفية عمل ذلك, أقصد كيف نفعله على أرجوحة؟ |
Hala her şeyi biliyorum. Ona ben öğretebiliriim. | Open Subtitles | ما زلت أعرف كيفية تنفيذ كل شيء يمكنني تعليمه |