O benim en iyi arkadaşım, ama ihtiyaçlarını sen biliyorsun. | Open Subtitles | انه أعز صديق ، لكن انت لا تعرف ماذا يحتاج |
Kendini, benim en iyi arkadaşım olarak görüyorsun ama ben buraya yattığımdan beri sadece bir kere geldin. | Open Subtitles | تسمي نفسك أعز صديق ولم تظهر ولا مرة منذ أن بقيت في المستشفى |
en iyi arkadaşımsın ve senin resmini çekmek istiyorum. | Open Subtitles | أنت أعز صديق لى وكل ما أريده هو صورة |
Şimdi düşündüm de, en iyi dostu ben olabilirim. | Open Subtitles | الآن هدانى التفكير في الأمر لست متأكدا أنني لم أكن أعز صديق له |
İşverenler, sicilinden dolayı onu geri çevirdi. Kalp rahatsızlığı ve diyabeti nedeniyle annesi, en yakın arkadaşı, 43 yaşında hayatını kaybetti. | TED | فقد رفضه أرباب العمل بسبب سجله الإجرامي، وتوفيت والدته، أعز صديق له في عمر 43 عاماً بسبب أمراض القلب ومرض السكري. |
Küçüklüğümden beri onu tanırdım. Sahip olduğum en iyi arkadaşımdı. | Open Subtitles | لقد عرفته طوال حياتي لقد كان أعز صديق لي |
Demek istediğim, o oldu en iyi arkadaşım Tüm tanrı lanet dünyada. | Open Subtitles | أعني يا رجل , كان أعز صديق لي في العالم أجمع |
Şimdi hatırladım en iyi arkadaşım Ali'yi davet etmeyi unuttum. | Open Subtitles | لقد تذكرت لتوي "نسيت ان أدعو أعز صديق لي "علي سأذهب لأحضره |
Dur biraz Jackie. Bu delilik. Hyde en iyi arkadaşım gibidir. | Open Subtitles | كلا, جاكي, هذا جنون هايد أعز صديق لي |
Hayatım boyunca bir daha karşıma çıkmayacak bilimsel bir fırsat ve en iyi arkadaşım gitme diyor. | Open Subtitles | فرصة العمر الذهبية تأتي و أعز صديق لي يقول "لا تذهب"ِ |
en iyi arkadaşım, unutulmaz bir anı olmuştu şimdi. | Open Subtitles | وكان أعز صديق لي كنزاً في الذاكرة |
en iyi arkadaşım beni sattı. | Open Subtitles | خدعني أعز صديق لي |
Sen benim en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | أنت أعز صديق لي وأريد قضاء العطلة معك |
Sen benim en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | أنت أعز صديق لدى |
Sen de benim en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | و أنت أعز صديق لى أيضا |
Harika biriymişsin hayatı boyunca en iyi dostu sen olacakmışsın ve seni o dans pistine sürüklemem gerekmiş. | Open Subtitles | قال أنك رجل رائع، وأنك أعز صديق له طوال حياته، وأن عليّ جرّك لساحة الرقص |
İnsanın en iyi dostu üzerinde ceset kokusu aldı ve kaçmaya çalıştın. | Open Subtitles | حياة جيّدة؟ إشتم أعز صديق للإنسان رائحة جثة عليك، فبدأت بالهرب. |
En iyi arkadaşı durgunluğu yüzünden vuruldu. | Open Subtitles | أعز صديق له تعرض للأذى نتيجة تخاذله. |
Leblanc benim en iyi arkadaşımdı. | Open Subtitles | ليبلانك كان أعز صديق لي . |
O, teyzenin en iyi arkadaşıydı, artık senin de en iyi arkadaşın olacak. | Open Subtitles | لقد كان أعز صديق لخالتك وسيكون كذلك بالنسبة لك ايضا |
Hey, Doktor Martin, bu benim en yakın arkadaşım Bobby Mitchell. | Open Subtitles | مهلا، الدكتور مارتن، وهذا هو أعز صديق ، بوبي ميتشل. |
Herif, her zaman elçiyi öldürüyor, elçinin en yakın arkadaşını değil. | Open Subtitles | الرسول دائماً ،محطّ كره لكن ليس أعز صديق للرسول |
Bugün en iyi arkadaşımın dul eşini aradım ve tek çocuğunun öldüğünü haber verdim. | Open Subtitles | كان علي اليوم أن أتّصل بأرملة أعز صديق لي و أخبرها أن ابنها الوحيد قد مات |