Bir daha dans etmek istediğinde, önceden haber ver ki kendimi öldürebileyim. | Open Subtitles | في المرة المقبلة عندما تريد الرقص أعلمني بذلك قبلا كي أقتل نفسي |
Büyükler ligine hazır olduğun zaman bana haber ver. | Open Subtitles | حسناً ، عندما تكون مُستعدّ للإنضمام الكبير ، أعلمني بذلك |
Senin için yapabileceğim bir şey olursa, bana haber ver. | Open Subtitles | إذا كان هنالك أي شيء أستطيع عمله لك فقط أعلمني بذلك |
"Eğer oradaysan ve kuşu kafese tıkmama yardım etmek istersen haber ver. | Open Subtitles | إذا كنت هناك و تود المساعدة في إعادة ذلك العصفور للقفص أعلمني بذلك |
Peki, Liza Fae-nelli uyandığında bana haber ver. | Open Subtitles | حسنا عندما تستيقظ ليزا فاي نيلي أعلمني بذلك |
Bunun için hazır olduğunda haber ver. | Open Subtitles | وعندما تكون مستعدّاً لإجراء تلك المحادثة أعلمني بذلك |
Tomografiye götürüp tarama sonuçları gelince haber ver. | Open Subtitles | إذن , خذها إلى غرفة الأشعة المقطعيّة و بعدها أعلمني بذلك عندما تظهر نتائج الفحص |
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa sadece haber ver. Tamam mıdır? | Open Subtitles | إذا احتجت لأي شيء، أعلمني بذلك مفهوم ؟ |
Çaylağı, şu "gay" tekerlekli sandelyesine koyduktan sonra bana haber ver. | Open Subtitles | أنت ! عندما تنتهي من وضع المبتديء في ذلك الكرسي المتحرك الشاذ أعلمني بذلك |
Bir şeye ihtiyacın olursa haber ver. | Open Subtitles | إن إحتجتَ إلى أيّ شيء , أعلمني بذلك |
Beni dinle, eğer Bill Webb sana sorun çıkarmaya devam ederse bunu sırf komiklik olsun diye yapsa bile bana haber ver. | Open Subtitles | إستمع الى, اذا سبب لك (بيل ويب) أية مشاكل أخرى إذا نظر اليك بسخرية حتى أعلمني بذلك |
Kabindekilerden biri hoşunuza gitmeyen bir harekette bulunursa hemen bana haber verin. | Open Subtitles | راقب بهما القمرة , و حين ترى شيئاً لا يروق لك , أعلمني بذلك |