| Belki yüzeyin altında hepimizi hareket geçiren sessiz bir isyan vardır. | TED | ربما يوجد نوع من أعمال الشغب تحت السطح التي تحركنا جميعاً. |
| Diyelim ki bir isyancınız var ve isyan etmeye karar verdi. | TED | فلنقُل أن هناك مشاغب، وقرر المشاركة في أعمال الشغب. |
| İsyanlar sadece karışıklığa yol açıyor. | Open Subtitles | ستزيد أعمال الشغب فقط وسنزيد من العمليات الإنتقامية |
| O ifade isyanı benim üzerime yıkar nitelikte olmayacak. | Open Subtitles | الشهادة لا تتضمن أن أعمال الشغب كانت خطأي |
| - Ayaklanmaları biz başlatmışız. | Open Subtitles | أدّت لمقتل 38 شخص من بينهم 3 أمريكيين. نحن من بدأنا أعمال الشغب. |
| ...İsyanın liderleri tutuklandı!" | Open Subtitles | إلقاء القبض على قادة أعمال الشغب |
| Ayaklanma için yem olmasın? | Open Subtitles | أم إنها طعام من أجل أعمال الشغب ؟ |
| Philedelphia'daki isyanlardan beri rayların onarımı konusunda bir ilerleme var mı? | Open Subtitles | أكان هناك اي تقدم في أصلاح خطوط السكك الحديدية منذ أعمال الشغب بـ فيلادلفيا؟ |
| Kalabalıkların karantinaya alınması gerekti ve Ayaklanmalar patlak verdi. | TED | أعداد هائلة من البشر كان يجب عزلها في بعض المناطق، و اندلعت أعمال الشغب. |
| isyan olaylarında görülen aşırı öfke ifadeleri gibi. | TED | كما قد يكون لدينا تعبيرات يتخللها الغضب، كما في أعمال الشغب. |
| Los Angeles Emniyet Müdürü William H. Parker, dün geceki şiddet olaylarından... İsyan durduğunda uyuşturucu satışı başladı. | Open Subtitles | حين توقفت أعمال الشغب بدأ تعاطي الممنوعات |
| Seni tanımasam isyan etmelerini istediğini düşünürdüm. | Open Subtitles | إذا لم أكن أعرف أفضل لكنت اعتقدت أنك تريدهم في أعمال الشغب |
| Muguets banliyösünde isyan artıyor. | Open Subtitles | تزايدت أعمال الشغب في المناطق الواقعة خارج المدينة |
| O gece, Büyük Depremin olduğu 1 Eylül gecesi Korelilerin isyan ettiği geceydi. | Open Subtitles | في تلك الليلة ، ليلة الزلزال الكبير في 1 سبتمبر كانت ليلة أعمال الشغب الكورية |
| Dün geceki isyanlar yatışmak üzere. Emniyet güçleri yoğun olayları bastırmakta zorlandı. | Open Subtitles | أعمال الشغب إنخفضت بعد القبض على أغلب مثيري الشغب |
| Bu hafta kapak haberi isyanlar değil de bu olmalı. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذه ستتصدّر الغلاف، لا أعمال الشغب. |
| Bu isyanlar başlatabilecek bir şeydi.. | Open Subtitles | ذلكَ نوعٌ من الأشياء التي تُحدِث أعمال الشغب. |
| Başlattığı isyanı bastırıp bankayı koruması için RAPID Timi'ni görevlendirdi demek. | Open Subtitles | أجل، إذا لقد وضع شرطة التدخل السريعة لحماية البنك من أعمال الشغب التي بدأها. |
| Kıtlık Ayaklanmaları çıkıyordu. | Open Subtitles | وأندلعت أعمال الشغب بسبب الخبز |
| Polis devam etmekte olan isyanlarla ilgili hiçbir soruşturma... | Open Subtitles | حتى الآن الشرطة غير قادرة على التحقيق كما أن أعمال الشغب مستمرة بلا هوادة في.. |
| Onu huzuru bozduğu için tutuklayacağım. Pantolonumun içindeki huzuru. | Open Subtitles | لقد تم اعتقالها من قبل بسبب أعمال الشغب داخل سروالي |