Daha önce hapisteyken, gerçek, gelip beni kör etmişti. | Open Subtitles | ، من قبل, فى السجن الحقيقة جائت و أعمتني |
Daha önce hapisteyken, gerçek, gelip beni kör etmişti. | Open Subtitles | ، من قبل, فى السجن الحقيقة جائت و أعمتني |
Ama sana olan hislerim gözümü kör etmişti. | Open Subtitles | هذا الوقت أعمتني مشاعري تجاهك |
Güneş gözümü aldı. | Open Subtitles | لقد أعمتني الشمس لوهلة ما الأخبار التي أحضرتموها؟ |
İntikam ateşi gözümü öylesine bürümüştü ki beni tuzağa düşürebildin. | Open Subtitles | بل إنّ رغبتي في الانتقام أعمتني إلى حدّ أن تمكّنتَ من استدراجي إلى كمين |
Sadece beyaz bir leke görüyordum. İnci gibi, parlak, beni kör eden.. Ve ne olduğunu anlayamadığım bir leke. | TED | كل ما رأيته بقعة بيضاء، لامعة أعمتني. ولم أفهم أي شيء. |
Tüm parçalar ortadaydı. Sadece dostluk beni kör etmiş. | Open Subtitles | كانت قطع الأحجية كلها أمامي لكن أعمتني الصداقة |