Sadece son günlerde çok çalışıyorum, aşırı sigara ve içki içiyorum. | Open Subtitles | كنت فقط أعمل بجد كبير وأشرب أكثر من اللازم، أدخن كثيراً |
çok çalışıyorum, radyomu dinleyeceğim. Hoşuna gitmedi mi? | Open Subtitles | أنا أعمل بجد سأقوم بتشغيل الراديو الخاص بي لا تريد هذا؟ |
Farkında değilsin galiba, ama ben o para için kıçımı yırtıyorum! | Open Subtitles | ! أن أعمل بجد من أجل ذلك أريدك أن تعلمى ذلك |
Biliyorsun, bu tip şeyleri ayarlamak için çok uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنت تعلم أننى أعمل بجد لأرتب هذه الأشياء لك |
Her gün mümkün olduğunca çok çalışacağım böylece yaptıklarını hak edebileyim. | Open Subtitles | سوف أعمل بجد بقدر استطاعتي كل يوم لكي أكون استحق لأجلك |
Bu dünyayı sizin için daha iyi ve daha güvenli bir yer yapmak için oldukça sıkı çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل بجد لجعل هذا العالم مكان أفضل وأكثر أماناً لتعيشوا فيه |
İşini kaybetmek istemiyorsan daha çok çalış. | Open Subtitles | أعمل بجد أذ أردت الحفاظ على مكانك |
Çalışkanım WordPerfect ve Mavis Beacon Yazma Öğretiyor'da ustayım ve nefesimi epey süre tutabiliyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل بجد وأتقن العمل على الووردبيرفكت ومافيس بيكون لتعليم الكتابة |
Sıkı çalıştım ama Mösyö Leclair bildiğim her şeyi bana öğreten kişidir. | Open Subtitles | أعمل بجد, لكن السيد (لكلير) هو من علّمني كل شيء أعرفه. التلميذة. |
Ne kadar çok çalıştığımı biliyorsun yine de beni eleştiriyorsun. | Open Subtitles | تعلم كم أعمل بجد طوال اليوم، وتنتقدني بعد كل هذا |
Çifçilerden daha ağır çalışıyorum, ama inşa etmem gereken multimilyon dolarlık bir marka var ve defile gösterisi de bu akşam. | Open Subtitles | أنـا أعمل بجد أكثر من عامل زراعة، لكني عليّ بناء علامة تجارية بملايين الجنيهات. وعرض أزياء الليلة وعليّ الإشراف عليه. |
Haftada 80 saat götümü yırtıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل بجد 80 ساعة أسبوعيا |
Pis adetlerinle baş edebilmek için çok çalışıyorum. Hiç yardımcı olmuyorsun. | Open Subtitles | أعمل بجد لمحاولة مجاراتك, وكل عاداتك المهملة أننى لن أحصل على أى مساعدة منك |
Evet, iyiyiz. O çok çalışıyor. çok çalışıyorum. | Open Subtitles | نعم, نحن بخير, يعمل بجد و أنا أعمل بجد, نحن بخير |
Eve kedi maması götürmek için çok çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل بجد و أحضر طعام المياو مكس إلى المنزل |
Farkında değilsin galiba, ama ben o para için kıçımı yırtıyorum! | Open Subtitles | ! أن أعمل بجد من أجل ذلك أريدك أن تعلمى ذلك |
- 5 senedir kıçımı yırtıyorum ama tüm mesele birkaç ezik bunağın kendilerine güvenmemesine mi dayanıyor? | Open Subtitles | لقد كنت أعمل بجد لمدة 5 سنوات و كل شيء يعتمد على الأراء التافهه لمجموعة من العجزه الفاشلين |
Ve bunu yapmak için çok uğraşıyorum. | Open Subtitles | -و أنا أعمل بجد حتي أنفذ لكي هذه الخدمة الجليلة |
çok çalışacağım böylece onu bir daha gördüğümde onunla dövüşmeye hazır olacağım! | Open Subtitles | سوف أعمل بجد حتى أقاتله ! عندما أراه في المرة القادمة |
Ama sıkı çalışıyorum. Şirketimi seviyorum. | Open Subtitles | ولكني أعمل بجد, أحب هذه الشركة, ولهذه الأسباب |
Bu olayların geçtiği KIPP ile ilgili gazeteci-yazar Jay Matthews'ın "çok çalış, Sevecen Ol." başlıklı bir kitabı var. | TED | وهنا كتاب في الواقع, عن KIPP - المكان الذي يجري فيه كل ما سبق - كتبه Jay Matthews, مراسل صحفي, واسماه "Work Hard, Be Nice" " أعمل بجد, تكن جميلاً " |
Çalışkanım... bir nevi. | Open Subtitles | وفي، أعمل بجد... نوعاً ما |
Bütün hafta Sıkı çalıştım. | Open Subtitles | أعمل بجد طوال الأسبوع. |
Fazla hırslı olduğumu, çok çalıştığımı söyledi. | Open Subtitles | قالت أنني طموح جداً و أنني أعمل بجد |
Ah, ah ağır çalışıyorum. | Open Subtitles | كما تعرفين أعمل بجد |
Haftada 80 saat götümü yırtıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل بجد 80 ساعة أسبوعيا |
Çok yoğun çalışıyorum ve bana yoğun çalışacak kabızlık giderici bir ilaç lazım. | Open Subtitles | أنا أعمل بجد لذا أنا بحاجة لمسهّل يعمل جيداً أيضاً |