Beraber çalıştığım insanlar kendi menfaatleri için kaçınılmaz gelecekte önüne çıkan her şeyi temizlerler. | Open Subtitles | الرجال الذين أعمل معهم تحمي بقوة حصتهم في المستقبل الحتمي |
Biliyor musun, Beraber çalıştığım insanlarla özel hayatım hakkında konuşmuyorum. | Open Subtitles | أتعلم، أنا لا أتحدّث عن حياتي الشخصية مع أناس أعمل معهم |
John Hockenberry sizinle Citibank sancım hakkında biraz konuştu, şu an 10 yıllık bir ilişki ve hâlâ onlarla çalışıyorum. | TED | أخبركم جون هوكينبيري قليلا عن اتفاقي مع سيتي بنك العلاقة الآن أمدها عشرة سنوات ولا أزال أعمل معهم |
Onları tanımamazlık edemem. Tüm gün onlarla çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أدعهم يعلمون ذلك فأنا أعمل معهم طوال اليوم. |
Ama ne kadar paranız olursa olsun buraya gelip birlikte çalıştığım insanların önünde beni küçük görmeye hakkınız yok. | Open Subtitles | ولكن كل أموالك لا تعطيك الحق في أن تأتي إلى هنا و وتشوهي سمعتي أمام الأشخاص الذين أعمل معهم |
Yalan söyledim birlikte çalıştığım insanlara, en çok değer verdiğim insanlara. | Open Subtitles | .. و كذبت على من أعمل معهم على أناس أهتم بشأنهم |
Çalıştığım insanlarla yatmam. | Open Subtitles | أخبرتك قبل ذلك، أنا لا أعبث مع من أعمل معهم. |
Aslında gece vardiyasında Beraber çalıştığım arkadaşları poker oynamaya çağırdım. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد دعوت كل من أعمل معهم في الوردية الليلية ليأتوا ونلعب البوكر |
Ve buradan çıkan tek şey en sevdiğim insanların Beraber çalıştığım insanlar olduğudur. | Open Subtitles | والعائد الوحيد من ذلك أن أكثر مَن أحببتهم هم مَن أعمل معهم |
Beraber çalıştığım insanların önünde benimle konuşup beni ispiyoncu gibi göstermeye çalışıyorsun | Open Subtitles | جعلتني أقف أمام من أعمل معهم وأبدو واشياً |
Tamam, öyleyse imzalamayın ama benim ve Beraber çalıştığım insanlar hakkında bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | حسناً إذن ، لا توقِّعه! ولكنك يجب أن تعرف شيئاً عني وعمَّن أعمل معهم |
Sedece Beraber çalıştığım iki gerzek benle dalga geçiyorlar çünkü hayatlarını ebediyen adayacakları güzel bir kız arkadaşları yok! | Open Subtitles | لا شيء، مجرد أغبياء أعمل معهم ويسخرون مني لأنهم لا يتوفرون على ! صديقة جميلة يتفانون في حبها |
Beraber çalıştığım insanları değil. | Open Subtitles | ليس الأشخاص الذين أعمل معهم. |
Ben FBI'dan değilim. Sadece bazen onlarla çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا لستُ مع التحقيقات المركزية, أنا فقط أعمل معهم بعض الأحيان |
Onlardan nefret ederim. Sadece onlarla çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أكره المحامين أعمل معهم فحسب |
Sahada her gün onlarla çalışıyorum. | Open Subtitles | و أعمل معهم كل يوم في ملعب البيسبول |
Ben onlarla çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل معهم. لخبطت. |
O zamandan beri onlarla çalışıyorum. | Open Subtitles | وأنا أعمل معهم منذ ذلك الحين |
Şansıma, halen birlikte çalıştığım herkesi çok seviyorum. | TED | لحسن الحظ، معظم الناس الذين أعمل معهم اليوم هم أناس أحبهم |
Gerçekten birlikte çalıştığım insanların büyük çoğunluğu hiç de kronik zampara değiller. | TED | الغالبية العظمى من الناس الذين أعمل معهم حاليا ليسوا كلهم مدمنين على التغزل |
Çocuklarla çok çalışıyorum. Bunlar Harlem'de birlikte çalıştığım çocuklar. | TED | أعمل مع الأطفال كثيراً , هؤلاء هم الأطفال الذين أعمل معهم في هارلم |
Mankenlik yaparken birlikte çalıştığım insanlarla tanışmaya can atıyordun. | Open Subtitles | أنت لم تمانع مقابلة الذين أعمل معهم عندما كانوا فتيات عرض |