| Yani sen benim ilkim gibi birşeysin. | Open Subtitles | أعني, أنك إلى حدٍ ما, مثل, الأول بالنسبة لي |
| Bununla ilgili sorunumuzu hallettik sanıyordum. Yani sen iyi bir arkadaş... | Open Subtitles | حسبت أننا انتهينا من كل هذا ... أعني أنك رجل لطيف |
| Onu demek istemedim. Her ne demekse. Pek genç görünmüyorsun demek istedim. | Open Subtitles | أنا لم أقصد هذا، أيّاً كان ما يعنيه، أعني أنك لا تبدين صغيرة كفاية. |
| Hayır, hayır. Sadece tıp fakültesine gitmedin demek istedim. | Open Subtitles | كلا، أعني أنك لم تلتحق بكلية الطب |
| Zayifsin demiyorum. Tüm erkekler zayiftir diyorum. | Open Subtitles | لست أعني أنك ضعيف، بل أعني أن كل الرجال ضعفاء |
| Zayıfsın demiyorum. Tüm erkekler zayıftır diyorum. | Open Subtitles | لست أعني أنك ضعيف، بل أعني أن كل الرجال ضعفاء |
| Demek istediğim, 10. seviyedeki paladini görüyorsunuz ve bu da 20. seviye paladin | TED | أعني أنك ترى هذا في "بالادين" المستوى ١٠ و هذا "بالادين" المستوى ٢٠ |
| Hayır, Demek istediğim tamamen yabancı biri hakkında bir film uyduruyorsun. | Open Subtitles | لا، أعني أنك تتخيل فيلماً عن شخص غريب تماما |
| Yani sen ve annem farklı türden insanlarsınız. | Open Subtitles | أعني أنك أنت وأمي صنفان مختلفان من النساء |
| Yani, sen benim adımı biliyorsun ama ben kime teşekkür ettiğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | ..أعني, أنك تعرف اسمي لكن لا أعرف من أشكره |
| Yani, sen... ateşlisin, eğlencelisin, aletin de kusursuz. | Open Subtitles | أعني أنك جذاب ، ظريف و عضوك الذكري مثالي |
| Yani, sen harika bir yetenekle kutsanmışsın. | Open Subtitles | أعني أنك قد أنعم عليك بموهبة رائعة. |
| Hayır, güzel görünüyorsun demek istedim. | Open Subtitles | أعني أنك تبدين جميلة |
| - Yani ölmeyeceksin demek istedim. | Open Subtitles | أعني أنك لن تموتي. |
| Temizlik yapmaya çalışıyordum-- Pasaklısın falan demiyorum. | Open Subtitles | كُنت أحاول التنظيف لا أعني أنك شخص قذر أو شيء من ذلك القبيل |
| Yani, sen değildin demiyorum. | Open Subtitles | لا أعني أنك لم تكن كذلك |
| Bu inanılmazdı. - Demek istediğim, her zaman ki gibi müthiştiniz. | Open Subtitles | ــ أعني أنك رائعاً كما كنت دائماً ــ بل أروع |
| Demek istediğim, sen dünya'da bunları okuyan altı kişiden birisin ancak bu benim bir şarkı yazabileceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | أعني أنك واحداً من أصل ستة في العالم قد قرأوا ذلك لكن ذلك لا يعني أني قادرة على تأليف أغنية |